• İHSANBAŞKAN

Petrovaradin Kalesi / Arş. Tarihçi Eldar Uka

TARİH Haber Girişi : 20 Kasım 2017 17:26
Petrovaradin Kalesi / Arş. Tarihçi Eldar Uka
Sırbistan'ın kuzey bölgesinde yer alan Novi Sad şehrinin yakınlarında, Tuna nehrinin kıyısında muazzam bir kale Petrovaradin.
Petrovaradin Kalesi 

Arş. tarihçi Eldar Uka

        Sırbistan'ın kuzey bölgesinde yer alan Novi Sad şehrinin yakınlarında, Tuna nehrinin kıyısında muazzam bir kale Petrovaradin.

Çok daha önce yapılan keşiflere göre, Petrovaradin Kalesi'nde ki ilk yerleşim alanlarının ve insanlarının yaşamış olduğu tarih MÖ 4500 yıllarına işaret etmektedir. Bu keşifler sayesiyle, Kuzey Sırbistan bölgesinde ki ilk yerlesim alanına bu kale ve onun etrafı oldugunu rahatça söyleyebiliriz, hatta peleolit ve neolit dönemlerinde d insanlar kaleyi bir mağara sığınağı olarak ta kullanmışlardır diyebiliriz.


Neolit doneminden sonra Petrovaradin Kalesi'nden birçok daha kültür değişikliğine gidildiğini görmemiz mümkündür. MÖ 100 yılına kadar bu bölgeye Keltler yerleşir, yüzyıl sonra ise Romalılar gelir. Romalıların gelişi ile ilk defa Tuna nehri içerisinde sınırlar belirlenir ve Romalılar o bölgede Kuzum kalesinin inşa ederler. Bu yapılan kale V yy'da Hunlar tarafından yıkılır. XII yy.'da kalede hemen hemen aynı yere Katolik rahipleri tarafindan tekrardan yerleşim alanına dönülür.  Macar Kralı Bele IV'den izin alarak oraya bir Manastır inşa ederler ve Manastır'ın ismi ise Belekut olarak verilir. Tatarlar işgali sonrası Manastır yıkılır.


Kale, Osmanlıların gelişi sebebi ile, çok daha büyük önem arzetmeye başlar. Petrovaradin'de çok sefer Macar kralı Matiya Korvin tarafından himayesi altına girmiş ve ordan hüküm sürmüştür. Orda Mateya Korvin, Mletaklarla 1463 yılında bir anlaşma imzalamıştır ve aynı zamanda Osmanlı'ya karşı yapılacak ortak çalışmalarda bulunmuşlardır.  1475 yılında Mateya Korvin Osmanlılarla savaşma kararı almıştır. Macar krali Vladislav II aynı şekilde Petrovardin kalesini ziyaret ediyor, ve bu ziyeret sebebi ile belli başlı yardımlar alarak, kalenin içinde ki muhafız ve asker gücünü artırarak, kalenin bazi bölgelerinde kuleler, bedem duvarları gibi önemli noktaları tadilat yapıp asker sayısını artırmıştır.


Kale iki kısımdan oluşmaktadır. İç kısmı ve dış kısmı. Dış tarafında bulunan kalenin baş kapısı, hareketli tahta köprüsü birlikte XV yy'da yapılmıştır. Kalenin dış duvarları hizasında büyük bir siper kısmı kazınmıştır. Kalenin doğu kısım bölgesinde ki bedem duvarları üstünde kuleler bulunmaktadır. Bu duvar iki sütun sayesiyle de güçlendirilmiştir. Kalenin batı kısmında ki duvarlarda da sistem aynı şekildeydi. Duvarların üstüne kuleler inşa edilmiş ve duvarın güçlendirilmesinde de sütunlar kullanılmıştır. Kalenin iç ve merkezi kısmında kilise bulunmaktaydı. Kilisenin ibadet yönü doğuya doğru çevriliydi. Kilisenin iki tarafından da su kuyuları vardı, ve aynı zamanda su depoları bulunmaktaydı. Kalenin iç kısmındaki kuzeybatı bölgesinde komutanın sarayı bulunmaktaydı. Tuna nehrinin sol kıyısında, köprü korunakları mevcuttu ve siperler kazinip, Tuna nehriyle etrafı doldurulmuştu. Kuzey ve Güney bölgelerinde ise, top atışlarına karşı korunaklar mevcuttu.  Güney ve Kuzey bölgesinde ise kaleye giriş büyük baş kapılar mevcuttu.


Evliya Celebi kendi seyahatnamesinde, Petrovaradin kalesi icin şöyle zikretmektedir.

"Varadim şehri Tunanın kıyısında yatmaktadır, onun kalesinin altıgenlik yönü vardır, ve çok büyük bir tepenin üzerinde bulunmakadır. O çok korunaklı, güçlü ve eski bir şehirdir. Şehrin yedi büyük kulesi vardır. Kalenin içinde ahşaptan kaplı iki yüze yakın bahçesiz ve korunaksız ev bulunmaktadır. Bunların yanısıra Süleyman Han'ın camiisi, cephane depose ve ambarlar bulunmakadir. Güneydoğu bölgesinde ise bağlar ve üzümlükler bulunmaktadır.


Osmanlı Dönemi

1525 yılında  Petrovaradin kalesinde toplam 1000 atlı asker, 500 de yaya asker bulunmaktaydı, yıl sonunda ise bu rakam 4000'e ulaşmıştır. Osmanlı'dan gelen yeni tehditten dolayı, Petrovaradin kalesinde komutayı eski Budim şehrinin bekçisi Pavle Timori üstlenmiştir. Onun vermiş oldugu asker ve para  teminatı Macar devleti tarafından yanıt cevap olarak karşılanmıyordu. Maddi ve askeri destek almaya Pavle Timori, Macar krali Layos II tarafından gönderilen yazılı mektupla, bütün askeri güçle Tunanın sol yakasına geçmesi idi ve  kalenin bekçiliğini komutan Corc Alapiya'ya bırakması olmuştur. Petrovardin kalesinin surların dibine 13 Temmuz 1526 yılında Osmanlı askeri yaklaşık 40.000 kişilik ordusuyla yaklaşmıştır. Kanuni Sultan Süleyman askerleriyle birlikte Iloka yerleşmişti. İki günlük bir muharebe içerisinde Osmanlı ordusu Petrovaradin kelesini kuşatıp ele geçirmeyi başarabilmiştir. Petrovaradin kalesi Osmanlı idaresinde büyük Viyana kuşatmasına kadar kalmıştır (1683-89)


Osmanlı'nın tehlikesine karşı Petrovaradin kalesi Macarlar tarafından baya güçlendirilmişti. Kalenin güney tarafında iki büyük kuşak inşa edilmiştir. Bu Polak sisteminde ki güçlendirme üslubu ilk defa 1692 yılında kayıta alınmıştır. Büyük Vezir Sürmeli Ali-paşa Petrovaradin kalesine Belgrad güzergahından giriş 9 Eylül 1694 yılında yapmistir. Tuna nehrinden Osmanlı ordu yelkenleri ilerlemekteyd, hedeflerinde de Petrovaradin kalesi vardı. Kaleye karşı saldırı 12 Eylül de hem karadan hem de nehirden başlamıştır. Osmanlı ordusu düşman ordusuyla baş kapı girişinde çatışmaya başlamıştır. Güçlü ve donanımlı ordu düşman Avusturya-Macar ordusunu yenmeyi başarmıştır. Düşman ordusu birkaç deneme atağa rağmen yine başarılı olamamıştır. Fakat bölgede olan zor hava şartları, büyük salgın  hastalıkları ve yaklaşan sert kış koşulları, Osmanli ordusunu  epey bi zorlamıştır ve ordu yavaş yavaş Belgrad'a doğru çekilmek zorunda kalır.


Viyana kuşatmasını başarısızlıkla tamamlayan Osmanlı ordusu, bölgenin birçok yerinden ayrılmak zorunda kaldı, ve o sebeple de Petrovardin bölgesinden çıkmıştır.  27  bölük yaya askerden ve 77 bölük atlı askerden Avusturyan merkez ordusu 18 Temmuz 1688 yılında Petrovaradin kalesine yaklaşmıştır. Bu askerlerin yanı sıra 3000 kişilik ordu da kalenin güçlendirilmesi için uğraşmıştır. Osmanlı ordusunun Petrovaradin kaleden çıkmasıyla eski ortaçağ döneminden kalma kale kalıntılarının yıkımına başlanmıştır, ve onların yerine modern sistemle kale bedemleri ve kuleleri inşa edilmiştir. Kaybedilen kaleyi tekrardan geri almak için Osmanlı ordusu birkaç sefer daha düzenlemiştir. Zor hava koşullarından dolayı Osmanlı ordusu iki daha büyük yenilgiye uğrar. Birincisi Salankamen muharebesi 1691 ve Sante muharebesi 1697 yılında ki mağlubiyet muharebeleri Osmanlı'nın Petrovaradin kalesinden 1594 yılında resmen çıkmasına sebep olmuştur.


Osmanlı ordusunun Sante muharebesinde ki büyük yenilgisi Avusturyalıları Osmanlı devletiyle birlikte Karlofça anlaşmasının imzalanması için 1699 yılında gerekli koşulları sağlamıştır. Bu anlaşmadan sonra Macarlar tarafından tekrardan kale restorasyon sürecine girer. Kalenin yapımı için ilk projeyi mimar askeri Matijas Kajzasfld tarafından hazırlanmıştır. Kale yavaş yavaş tekrardan toparlanmaya başlanmıştır. İçinde yeni binaların temelleri atılmıştır. Yeni köprü koruyucuları ve küçük kaleler kale icinde yapılmıştır.  Kalenin alt kısmında ki bedemler 1711 yılında inşa edilmiştir. Fakat tekrardan Avusturya-Osmanlı savaşı 1716-17 yılında çıktığı için, kale çalışmalarına ara verilmiştir. Karlofça anlaşmalarının değişikliğine giden Osmanlı devleti, Avusturya devletine karşı savaş açmıştır. Prens Eugen Savkoyski, Futog bölgesinde 9 Temmuz 1716 yılında 42.000 atlı askeriyle ve 23 0000 yay askeriyle yanaşmıştır. Petrovaradin kalesinde 8000 asker ise muharebe icin hazır bir şekilde beklemekteydi.  26 Temmuz'da ise Damat Ali-paşa Sava nehrini rivayete gore 1500 askeriyle geçerek muharebe alanına gelmiştir. Petrovaradin ile Karlovac bölgesinde 2 Ağustos 1716 yılında iki Ordu askeri birkaç saat sürecek olan muharebe alanında karşılaşmışlardır. Osmanli 15.000 kişilik orduyla Plfonun komutasında ki orduyu yenerek, Palfu mağlup etmiştir. Palfo Petrovaradin kalesine tekrardan geriye dönmek zorunda kalmıştır.Petrovardin kalesine tekrardan kuşatma altına aldıktan sonra, Kaleyi almak için seferlere başlamıştır. Diğer taraftan ise 4 ve 5 Ağustos gecesinde Eugen kendi komutasında ki akseri birliklerini Srem bölgesine yerleştirmiştir ve sabah erken saatlerinde Osmanlı ordusuna karşı saldırı düzenlemiştir. Aleksandar Vitenberg komutasında ki sol kanaat ordusu Osmanlı'nın sağ kanaat ordusunu ciddi bir baskına uğratmıştır. Osmanli yeniçeri ordusu ciddi bir karşılık vererek, Avusturyan ordusunu dağıtarak, merkez bölgeye kadar ilerleme fırsatı yakalamıştır.  Eugen Savkoyskinin atakları başarı göstermeye başladığında, Eugen Damat Ali-paşanın olmuş olduğu bölgeye doğru ilerlemeye başlamıştır. Osmanlı ordusunda ciddi bir panik yer almaya başlamıştır. Birkaç saatlik süren muharebede Osmanlı ordusu yenilgiye uğramış ve geri Belgrad'a doğru çekilmek zorunda kalmıştır. Bu esnada da Damad Ali-paşa hayatını kaybeder.  Petrovaradin bolgesinde ki muharebeden sonra Eugen Savkoyski gelecek yil Temisvari ve Belgrad'ı almıştır. Bu sebeple Pojarevac anlaşması imzalanmış ve Avusturya devleti Banat bölgesini ve Kuzey Sırbistan'a hakim olmuştur.


Petrovardin kalesi XX. yy'a Sırbistan devleti himayesi altına girmiştir. I ve II. Dünya savaşları esnasında ciddi manada zararlar görmüş, fakat tekrardan restore edilmiştir. Bugün Novi Sad şehrinin en önemli tarihi eseri olarak bilnmektedir. İçinde II. Dünya Savaşı'ndan kalma sığınaklar, sahat kulesi ve yeni mimari tarzda devlet konaklari mevcuttur. Günümüzde Kuzey Sırbistan'da da en çok ziyaret edilen yerlerden biri olarak bilinmektedir.

Kaynaklar:

●       Zvonimir Buković, Igor Novaković, Petrovaradin juče, danas, sutra, Novi Sad, 2005

●       Marko Kljajić, Sveti Juraj u Petrovaradinu, Petrovaradin, 2004.

Petrovaradinska tvrđava, Enciklopecija Novog Sada, br. 20 PET-POK, Novi Sad, 2002.

●       Slavko Gavrilović, GRANIČARSKI VOJNI KOMUNUTET I ?TABSKA MESTA U SREMSKOJ VOJNOJ GRANICI (XVIII-XIX VEK), Zbornik Matice srpske za istoriju, br 65-66, Novi Sad, 2002.

●       Velimir Vukmanović, Novi Sad na Dunavu: Skele i pontonski mostovi: 294-2001, Novi Sad, 2001.

●       Dr. Du?an Vuletić, Vojna granica - kroz stare planove i grafičke prikaze, Sremska Mitrovica, 1996.

●       Stari Novi Sad I, Književna zajednica Novog Sada, Novi Sad, 1991.

●       Živko Marković, Novi Sad i Petrovaradin, Novi Sad, 1984.

●       "Kulturno-privredni pregled Dunavske banovine" br. 5 i 6, Novi Sad, 1939.

Saygilarimla

Arastirmaci-tarihci: Eldar UKa

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.