• İHSANBAŞKAN

HAFTANIN RÖPORTAJ KONUĞU: GÜLSEREN AKDAŞ

RÖPORTAJ Haber Girişi : 12 Nisan 2021 11:07
HAFTANIN RÖPORTAJ KONUĞU: GÜLSEREN AKDAŞ
Gülseren AKDAŞ: Yazmaktan vazgeçemem. Yazmak benim için her zaman sığındığım bir limandı. Yazmak benim için satır aralarına saklanan bir sırdaş gibidir.

BU HAFTAKİ ROPÖRTAJ KONUĞUM EĞİTİMCİ, YAZAR VE BİR KÜLTÜR İNSANI. KÜSADER BAŞKANI GÜLSEREN AKDAŞ İLE KÜSADER’İN HAYATA GEÇİRİLEN PROJELERİNİ, EĞİTİMİ, KADINI, ÇOCUK KİTAPLARINI, YENİ PROJELERİ KONUŞTUK.

“Yazmaktan vazgeçemem. Yazmak benim için her zaman sığındığım bir limandı. Yazmak benim için satır aralarına saklanan bir sırdaş gibidir.”

 

CELALETTİN TUTKUN: Gülseren hanım, sohbetimize başlarken okurlarımız sizi tanıması adına kendinizden bahseder misiniz?


GÜLSEREN AKDAŞ: Samsun Bafra doğumluyum.  Samsun Kız ilk öğretmen okulundan 1971 yılında mezun oldum. 1996 yılında emekli oldum. Sonrasında on yıl özel sektörde çalıştım. Yılların birikimi olan kitaplarımla edebiyatın içinde olmak da bir sonuç olarak ortaya çıktı.

Milliyet Blog, Antoloji, Edebiyat Defteri, Güncel Sanat, Antalya Sanat, Galapera ve Acemi, Aydın’ın Sesi, Nif Edebiyat Dergisi, Pilla Böcük Sanat Edebiyat Dergisi’nde ve birçok yerel gazetede köşe yazarlığı yaptım.

Adını Koyamadığım Sevdam, Yine Bir Hüzün Akşamı (Şiir), Küstüm Çiçeği (Küçük öyküler ve denemeler), Ölüm Meleği (öykü), Sonbahar Hüznü (uzun öykü - novella), Rüzgârın Ucunda Bir Bulut (Roman), Umuda Yürümek (Roman), Nefise Asla Pes Etmeyeceğim (roman), Mucize Gibi (roman 12 -16 yaş) Ada (12-16 yaş) Mutluluk Oyunu (9-12 yaş) Uğur Böceği, Küçük Kaplumbağa, Kedi Evi (Çocuk öyküleri).  O Benim Annem (Öykü) Mucize gibi (roman) Atatürk’ten Anılar, Nutuk (7 -9 yaş çocukları için), Kuşun Kanadında (ortak çocuk öyküleri) Şiirin Çocukları (Şiir, belirli gün ve haftalarla ilgili) yapıtlarım arasında yerini aldı.

Bafra Kültür ve Sanat Etkinliklerini Destekleme Derneğinin Kurucusu ve Başkanlığı yaptığım şu dönemde: Mavi Yürekler Şiir Antolojisi, Maviye Yolculuk (Şiir), Kuzeyden Esen Hayaller (Öykü), Bir Avuç Umut (Öykü), Her Şehir Bin Öyküdür (Öykü seçkisi), Yüreğe Dokunan Kadınlar (Öykü Seçkisi), 100. Yılda 100 Şairle Atatürk ve Çanakkale (Şiir Antolojisi), 100. Yılında Çanakkale (Öykü Seçkisi), Barış ve Özgürlük Öykü Seçkisini, Yüreğe Dokunan kadınlar (1-2-3-4 öykü) kitaplarını hazırlayarak edebiyata katkıda bulunmaya devam ediyorum

Celalettin Bey sizinle yüreğe dokunan kadınlar adına açtığımız öykü yarışmasında tanışmıştım. Öykünüzle ödül alarak aramıza katılmıştınız.  O günden sonra sizi tanımıştım, bugünde sizinle bir söyleşi yapmak bana büyük bir onur verdi. Eğitime verdiğiniz hizmetlerin yanında şimdi de sanat ve edebiyata verdiğiniz katkılar için size teşekkür ediyorum. “Düşümdeki kalem” ismini verdiğim bu öykü söyleşisinin keyifle geçmesi, yıllarımızı verdiğimiz çocuklarımıza faydalı olmasını hedefliyorum. Düşlerimdeki kalemin çocuklarımızın düşlerine dokunması dileğiyle

“Kim olursak olalım, nerede ve nasıl yaşarsak yaşayalım, hepimizin bir tek hayatı vardır. Herkesin ömrüne mühürlenmiş tek bir hayat. Edebiyat ve sanat, bizi o biricik olan hayatımızın dışına çıkararak bize başka hayatların ve varoluşların kapılarını açacak, bizimkine benzeyen ve benzemeyen öykülerle tanıştırır. Bizi başkalarının yerine geçirerek çoğaltır, ruhumuzu, aklımızı, iç dünyamızı zenginleştirir.”


“GEÇMİŞİN ÖYKÜSÜ, SÖZÜN GELECEĞİDİR”


Dünyanın neresinde olursa olsun, sözü, meselesi, estetik kaygıları olan edebiyat, insanın aklını, ruhunu zenginleştirmeyi, içini güçlendirmeyi, her tür karanlığına direndiği dünyayı güzelleştirmeyi ve okuruna ancak iyi edebiyatın verebileceği hazzı vermeyi sürdürecektir.

Dilerim ülkemin öykücülüğünde de yakın ve uzak tarihimizin gömülü kalmış hikâyeleri, sırları, yeterince dillendirilmemiş gerçekleri, seslendirilmemiş hayatları, yasak bilinmiş aşkları bundan böyle daha çok yerini alır. Öykücülüğümüzün köklü geleneğini bugüne bağlayan köprüde pek çok yazarın adı, yıldızı ışıyor. Geçmişten günümüze öyküleriyle elimizden tutan öncüleri, ustaları, zamanında kadri bilinmemiş kıymetleri şükranla anıyor, edebiyatın öykü takımadasında yıldızı parlayan genç öykücüleri dostlukla selamlıyorum. Güzel öyküleriniz olsun! Okuduklarınız, yazdıklarınız, yaşadıklarınız güzel olsun! Günü geldiğinde, giderken ardınızda bıraktıklarınız güzel olsun!”


Sizin için yazmak nedir, niçin yazıyorsunuz, ilham kaynaklarınız nedir?


Niçin yazıyorum? “Ben çocukken yazmaya başladım” diye söze başlarız çoğunlukla, ben çok küçük yaşlarda başlamadım. Öğretmen okulu yıllarıydı. Önce çocukça masum duygular düştü kaleme, bir çeşit lirik bir atılım olarak hissettiğim bir duygunun etkisiyle yazmaya başladım. Bu yaşam karşısında duyulan bir çeşit hayranlık, yaşamakta olduğuma göre canlı ve şiddetli bir tepki… Daha sonra, yetişkinlik çağımın başlarında bu duygu farklılaştı. Dış dünyada bir anlam bulma. Hem kaos hem zenginlik içinde kendi düzenini yaratma ihtiyacına dönüştü.

Yazmaktan vazgeçemem. Yazmak benim için her zaman sığındığım bir limandı. Yazmak benim için satır aralarına saklanan bir sırdaş gibidir. Sonra okumaya, daha çok okumaya verdim kendimi. Yazılanları okumak beni farklı bir yola çekti. Artık yazdıklarım benim olmaya başladı. Dostlarım bile yazdığımı bilmedi. Yazdıklarımı bir daha okumadım. Ben yazdıklarımı bir anda yazarım ve bu yazdıklarımı bir daha okumam. Ben ileriye doğru yaşamaya çalışırım. Yazacaklarımı düşünmek bana yeni yazma hevesi verir. Minik günlükler arasında minik notlar. Şimdi bakınca bir şey ifade etmiyor gibi gelse de hatırladıklarım beni çok eskilere götürür.

Öncelikle bir iç gerekliliğe, dayanılmaz bir cevap vermek için, istesem bile yazmamayı başaramazdım.

İzlekler, kahramanlar, ortamlar gelip dayatıyor ve kalem avuçlarımı gıdıkladıkça, kalem o beyaz sayfanın üzerinde durmadan dolanarak hayata geçer yazmak.


Her türden eserler verdiniz ama özellikle çocuk kitapları konusunda çalışmalarınız biraz daha ön plana çıkıyor. Bir çocuk kitabı nasıl yazılır?


Neden çocuk öyküleri? Ben bir öğretmenim. Uzun yıllar içinde sizlere okumayı yazmayı öğreten, yüzlerce çocuğa dokunarak onlara başarmanın hazını tattıran bir öğretmenim.

Yazmayı, okumayı öğrettiğim çocuklarımı emekli olduğumda da unutmadım, sizlerden uzaklaşamadım. Sizler yarı ömrümün anılarının birer mihenk taşısınız.

Unutmadım, unutamadım. Her geçen gün sizlere daha yakın olma isteği arttıkça, sizlere ulaşmanın yollarını düşünür oldum. Bir tesadüf eseri aklıma gelen torunuma küçükken anlattığım, masallar geldi hatırıma.

Sevinçle aldım kalemi elime. Sizlere ulaşmanın yolunu buldum. Çok heyecanlandım. Bu heyecanla ilk öykümü yazdım. Heyecan ve mutluluğumu sizlerle paylaştım. Hayatımın en masum varlıkları olan siz çocuklara, bizlerle birlikte bu dünyada var olan sıcacık minik ellerin tuttuğu kitapları ellerinizde görmek umuduyla yazdığım “Uğur böceği” çocuk kitabı çok sevildi.  Onu “Küçük kaplumbağa” ve “Kedi evi” takip etti. Şiir yok mu? diyenlerin isteğiyle “Şiirin çocukları” şiir kitabını, ilkokul 1-2-3-4 sınıfların okuyabileceği kadar sadeleştirilmiş Nutuk kitabını hazırladım. Onu Atatürk’ten anılar o bizden biri takip etti. Bir söyleşide minicik bir kızımın; ben günlük yazmak istiyorum ama yazamıyorum serzenişi bana mutluluk oyunu (Gülkız’ın günlüğünü yazdırdı). Sonra macera yok mu diyenlerin sesini dinledim 12-13-14 yaş grubuna Ada 1 çocuk romanını fay yayıncılıktan telifli çıkardım.  Çok yakında Ada 2 ve Ada 3 isimleriyle takıp eden seriyi hayata geçireceğiz.

Çocuk kitabı öncelikle çocuk ruhuna uygun olmalı. Aileye saygı, dostluk, arkadaşlık, sevgi gibi duyguları içermelidir. Çünkü her çocuk çok değerli bir hazinedir.  Yazarken kelimelerin anlaşılır çocuğun günlük hayatta kullandığı sözcükler olmalı. Kelime tekrarı çok olmamalı. Uzun betimlemeler çocukları sıktığı gibi okumadan uzaklaşmasına sebebiyet vermemeli. Bence en güzel çocuk kitabı kendimizi çocuk olarak düşünürsek, severek okunan kitaplar ortaya çıkacağına inananlardanım.


Siz KÜSADER’in kurucususunuz ve başkanlığını yapıyorsunuz. KÜSADER nedir, niçin kuruldu, ne tür faaliyetler içerisindesiniz?


Derneğin amacı, öncelikle Bafra’da Türk edebiyatının geliştirilmesi çalışmaları kapsamında özgün edebî eser üretecek yazar veya yazarlara bu konularda araştırma ve fikir geliştirmek. İmza günleri, paneller yapmak, kitap fuarları düzenlemek, maddi - manevi yardım sağlamak.

Edebi eserleri teşvik edebilmek için: Kültür sanat etkinliklerini artırmak ve geliştirmek amacıyla kültürel sanatsal konularda ortak ilgi alanları oluşturmak için; Kültür sanat sokağı projesini hayata geçirmek. Sohbet ve musiki cemiyeti şiir kulübü ile beraber şiir dinleti programları yapmak veya derneğin amacına uygun panel, sempozyum vb. programları tertip etmek. Çocuk, öğrenci ve yetişkinlere yönelik şiir, hikaye, roman, makale, fıkra, vb. yarışmaları düzenlemek,  Okullar arasında, veya gençler arasında dernek amacına uygun proje yarışmaları düzenlemek. Yapılan çalışmaların sanat sokağında sergilenmesini,  resim sergilerinin yaygınlaşmasını sağlamak, Satranç’ı sevdirmek. Kadın çocuk ve bütün engellilerle ortak çalışmalar ve çocuklarla yapılacak çalışmaların okullarda ortak proje ile yürütülmesi. Kadınlarla ilgili projelerin Halk Eğitim ve İşkur ile ortak projeler şeklinde hayata geçirilmesi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile özgün edebi eser üretecek yazarlara projeleri karşılığında maddi teşvik verilmesi için proje hazırlamak. Bu projelerin kültür bakanlığına sunulmasına yardımda bulunmak. Zaman zaman sanat sokağında okuma etkinlikleri yapmak. Yaz akşamları sanat sokağını faaliyete geçirme. Bafra’nın kültür, etkinliklerini yöremizde yetişmiş edebiyatımıza eserleri ile katkıda bulunanları etkinlik faaliyetleri çerçevesinde gelişmeleri ve güçlendirilmesi için çalışmalar yapmak. Kurs, seminer, konferans ve panel gibi eğitim çalışmaları düzenlemek. Bu projelerin hayata geçirilmesi için gerekli olan her türlü bilgi, belge, doküman ve yayınları temin etmek, dokümantasyon merkezi oluşturmak. Çalışmaları duyurmak için amaçları doğrultusunda gazete, dergi, kitap ve bülten gibi yayınlar çıkarmak gibi çalışmalar içinde bulunduk ve bulunmaya devam etmekteyiz.


Yüreğe dokunan kadınlar ve 100. yılında Çanakkale isimli projelerden de bahsedebilir misiniz?


Çanakkale Savaşlarının yüzüncü yılı nedeniyle önce Çanakkale şiir yarışmasını yaptık ödül törenini Bafra kaymakamı ve Bafra belediyesinin katkılarıyla 104 şairin katılımıyla gerçekleşti. Programımıza katılabilen 84 katılımcıyla beraber Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Halk Kütüphanesinde yurt içi ve yurt dışından gelen konuk katılımcılarla ödül töreninin ardından Şehitlikler gezildi.

Aynı yıl içinde sizin de içinde bulunduğunuz Çanakkale öykü yarışmasını yaptık. Ödül törenini yine Bafra Öğretmen evinde Bafra Kaymakamı ve Bafra Belediyesiyle beraber yaptık

Yüreğe dokunan kadınlar öykü yarışmasını kadın öykücülerin istekleriyle başladık. İlk yarışma derken 1-2-3-4 bu yılda 5.cisini yapıyoruz.  Bu yıl ki öykü konumuzu “KADIN HAKLARI’’ olarak belirledik.


Pandemi dönemi hepimiz için çok zor geçiyor, hepimiz kendimize meşguliyetler buluyoruz. siz neler yaptınız bu süreçte?


Pandemi döneminde yaştan dolayı çok bir şey yapamadım kısıtlamalar hep bizi vurdu. Bir ara normale döndüğümüzde Bafra kaymakamlığı, Halk Eğitim ve İŞKUR destekli Kadınlara meslek edindirme kursları açmak için girişimde bulunduk. Kaymakam bey projeyi çok beğendi ve her türlü desteği vermeyi kabul etti ama pandeminin çok artması üzerine projeyi askıya aldık. Arkadaşlarımız içinden seçtiğimiz 5 bayanla “üreten kadınlar’’ olarak geri dönüşüm ürünleri hazırlıyoruz


Yeni projeleriniz geleceğe yönelik planlarınız nelerdir?


Pandemi döneminde; ÖZGÜRLÜĞE KANAT AÇMAK (80 li yılları anlatan) roman ve iki tane çocuk romanı, Nazım Hikmet ve hapishane anılarını derledim. Birde TRT de yayınlanacak geçmişten günümüze çocuk programına Evliya çelebi öyküleri yazdım. 13 bölümlük bu program 3 aşamayı tamamlandı. Yakında hayata geçecek.

KÜSADER adına az öncede bahsettiğim öykü yarışmasını açtık.


Bir eğitimci olarak okurlarımıza ve gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?


Gençler tek bir tavsiyem var. Okuyun… Okuyun gençler, inanın sizleri sadece okumak kurtaracak. Okuyacağınız kitapların sizin ufkunuzu açacak sizleri bir adım ileriye götürebilecek, sevgi, saygı, dostluk ve arkadaşlık duygularını pekiştirecek kitaplar olmasını dilerim.


Gülseren Hanım bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum. Keyifli bir sohbet oldu.


Bende teşekkür ediyorum, çalışmalarınızda başarılar dilerim.





Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • hikmet dönmez 18 Nisan 2021 00:00

    Kutlarım hocam, yolunuz açık okuyanınız çok olsun.