• İHSANBAŞKAN

HAFTANIN RÖPORTAJ KONUĞU: AŞIK RASİM GENÇ

SAMSUN HABER Haber Girişi : 27 Ocak 2021 18:36
HAFTANIN RÖPORTAJ KONUĞU: AŞIK RASİM GENÇ
Bu haftaki konuğumuz Samsunda Âşıklık geleneğini yaşatan ve en önemli temsilcilerinden olan halk ozanı, âşık Rasim Genç. Türkülere tutunan, bağlaması hayat yoldaşı olan Rasim Genç ile yaptığımız sohbetimizi keyifle okuyacağınızı umuyorum.

HAFTANIN RÖPORTAJ KONUĞU: AŞIK RASİM GENÇ


(Samsun Yazarlar Derneği Kütür Faaliyetleri)

Hazırlayan: Eğitimci Yazar Celalettin TUTKUN


Bu haftaki konuğumuz Samsunda Âşıklık geleneğini yaşatan ve en önemli temsilcilerinden olan halk ozanı, Aşık Rasim Genç. Türkülere tutunan, bağlaması hayat yoldaşı olan Rasim Genç ile yaptığımız sohbetimizi keyifle okuyacağınızı umuyorum.


“İçimde yanan ateşi sözümle dışarı atıyorum sazım ile de söndürmeye çalıyorum.”

1-Değerli ozanım, Rasim Genç kimdir? Bir hayatı özetlemek zordur ancak, okurlarımıza kendinizi tanımlayacak olsanız, birkaç cümleyle hayatınızı nasıl özetlersiniz?


1963 yılında Vezirköprü ye bağlı “Çorakdere” köyünde doğdum

İlkokulu köyümde bitirdim. İmkânsızlıklar nedeniyle eğitimime devam edemedim

Hayatımın büyük bir bölümü köyümden ve sevdiklerimden uzakta geçti. Çobanlıkla başlayan yaşantım inşaat işçiliği ile devam etti. 2009 yılında Vezirköprü Kaymakamlığı, köylere hizmet götürme birliğinden emekli oldum. Şu an Vezirköprü’de Âşıklık geleneğini sürdürmekteyim


2-Bağlama ve halk müziği ile tanışmanız nasıl oldu. Bu süreçten bizlere bahseder misiniz?


Bağlama ile tanışmam şöyle oldu. İnşaatlarda amelelik yapardım, harcı kardıktan sonra küreği elime alırdım ve küreği saz olarak kullanırdım. O zamanlar saz alacak param yoktu. Kürekle saz hareketleri yapardım. Kendimi sazda bu şekilde geliştirdim. Daha sonra bir saz aldım. Köyüme geldim, ancak bu seferde çevrem sazıma, saz çalmama karşı çıktılar. Bizim oralar orman köyüdür. Sazımı saman çuvalının içine koyardım. Sazımı bu şekilde köyden çıkarır, ormanlarda çalıp söylerdim. Kendimi bu şekilde geliştirdim. Sazda ve sözde herhangi bir üstadım olmadı. İçimde yanan ateşi sözümle dışarı atıyorum sazım ile de söndürmeye çalıyorum.

Yüce Atatürk diyor ya: “Duvarda asılı duran sazın bağrında Anadolu’nun kültürü yatar.”


3-Anadolu toprakları çok değerli ozanlar yetiştirdi. Karacaoğlan’dan, Dadaloğlu’na, Murat Çobanoğlu’ndan Neşet Ertaş’a uzayan bir kültürümüz var. Ve ozanlar usta çırak ilişkisi ile bu kültürü kuşaktan kuşağa taşırlar. Sizin çırak olarak yetiştirdiğiniz bir âşık, yolunuzu takip edenler birileri var mı, sizi örnek aldığını düşündüğünüz âşıkların olduğunu görüyor musunuz?


Âşıklık geleneğine Karacaoğlan’ın Dadaloğlu’nun Murat Çobanoğlu’nun Neşet Ertaş’ın elbette çok büyük katkıları vardır.

Bir memleketin kültürünü dünyaya tanıtan o memleketin ozanlarıdır. Ozanı olmayan bir memleket okulsuz köye benzer. Şiirlerimi takip eden ve şiirde yetiştirdiklerim oldu ama sazda yetiştirdiklerim olmadı


4- Âşık Veysel bir dörtlüğünde:

“Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı,

Avlasam çöllerde saz ile seni,

Bulunmaz dermanı yoktur ilacı,

Vursam yaralasam söz ile seni diye” seslenmektedir bizlere. Sazınız sizin için ne ifade etmektedir, günlük vaktinizin ne kadarını saz ile söz ile geçirmektesiniz?


Âşık Veysel: “Sen bir ceylan olsan bende bir avcı, avlasam çöllerde saz ile seni” diyor. Kurşun ile demiyor. “Bulunmaz dermanı yoktur ilacı, vursam yaralasam söz ile diyor.” Âşıklarda söz önemlidir. Halkın diyemediğini âşıklar halka sazlarıyla sözleriyle anlatırlar. Bir nevi âşıklar halkın sözcüsüdür.

Yine bir başka ozanımız: “Âşıklar olmasaydı tabiat dilsiz kalırdı tabiatın dili olmazdı” diyor.

Başka bir halk ozanı da: “Saz giren eve silah girmez, türkü giren eve kötülük girmez” diyor.


5-Halk müziğinin, âşık edebiyatının geleceğini nasıl buluyorsunuz? Bu konudaki düşüncelerinizi ve yaşadığınız en önemli zorluklardan bahseder misiniz?


Bir insanın kolunu bacağını kestiğiniz zaman yaşar, ama sakat kalır. Türkülerde öyledir. Özünü bozduğun zaman âşık edebiyatına faydası olmaz.

Yaşadığım zorluklara gelince. Bazen düğünlere veya festivallere davet ediliyorum. Sazımla sözümle kültürümüzü anlatmaya başlıyorum. Bana diyorlar ki: “Âşık, bunları bırak bize oyun havası çal.” Oysa âşık sazıyla sözüyle halka mesaj verir. Âşıklara imkânlar verilmiyor.


6-Yaşamınızı anlatan bir belgesel yapıldı. Bu fikir nasıl ortaya çıktı, nasıl gerçekleşti, anlatabilir misiniz?


Evet, yaşantımı anlatan belgesel yapıldı. Bu belgesel Ondokuzmayıs Üniversitesinden Profesör Doktor Şahin Köktürk ile yapımcı mühendis Kenan Yavuzarslan ve ekibi tarafından gerçekleşti.


7-Ozan topluma söyleyecek sözü olan kişidir.  “Vezirköprü sevdası”, “Gelsene dost”, ”Hayat ağacı” isimli kitaplarınız var. Şiirlerinizi kitaplaştırdınız. Şiirlerinizden birkaç dörtlük, özlü sözler almamız mümkün müdür?


Bu güne kadar yedi adet kitap yazdım. Söylemek istediğim sözlerimi kitaplar aracılığıyla insanlara ulaştırdım.


YORDU BUGÜN

Uzaklara gidemiyom

Yollar beni yordu bugün

Demeden de edemiyom

Kullar bana vurdu bugün

 

Yön çevirir bozar safı

Konuşurken yapar gafı

Düşünmeden söyler lafı

Diller beni kırdı bugün

 

Hatıramı saklatmadı

Çevresini yoklatmadı

Tomurcuğu koklatmadı

Güller diken verdi bugün

 

Dalavere bilmem hile

Ömrüm geçti çektim çile

Rasim derki dostum bile

Eller tuzak kurdu bugün

                                   Âşık Rasim Genç ( 20/08/2020)

“Ormandan bir çiçek kopar, getir, saksıya dik ve lüks dairenin en güzel yerine koy. Ve çiçek orada ıstırap çeker...”

…

“Duygusuz yazılan şiir yapay çiçeğe benzer. Etrafına güzel kokular saçmaz sadece bulunduğu yeri işgal eder.”

8-Okullara gidiyorsunuz ve âşıklık kültürünü gençlerimize anlatıyorsunuz. Günümüz gençlerinin âşık edebiyatına olan bakışını nasıl değerlendirirsiniz? Âşıklık sanatının geleceği ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Sağ olsunlar müdürlerimiz beni okullara davet ediyorlar ve okullarda Âşık edebiyatını işliyoruz, anlatıyoruz.  Gençler bizi merakla dinliyorlar.  Gençlerin isteği üzerine aynı okula birkaç kez gittiğim zamanlar oldu.

Âşık edebiyatı okullarda işlenmeli, gençlik yoz kültürle beslenmemeli

Kıymetli üstadım, beni kabul edip vakit ayırdığınız ve sorularımızı içtenlikle cevapladığınız için çok teşekkür ediyorum.

Ben de teşekkür ederim.

 

SOKAK CANLILARI

Allah hayvanları yaratmış ama

Onların konuşan dili olalım

Elinden gelirse aç susuz koma

Onların ayağı eli olalım

 

Bakar amma kapıları açamaz

Canı çekse bile suyun içemez

Engelleri aşıp öte geçemez

Onların gidecek yolu olalım

 

Koruyun kollayın dağda görünce

Bir kap yemek verin bağda görünce

Kurtarmaya çalış ağda görünce

Onların kanadı kolu olalım

 

Sokakta kalırlar görmez sıcağı

Isınmak istese yoktur ocağı

Onlarda arıyor saran kucağı

Hoşgörü sevgiyle dolu olalım

 

Kapıya yaklaşıp çalamaz zili

Karnı acıksa da söylemez dili

Uzanıp almaya yetişmez eli

Rasim der tutacak dalı olalım

(Âşık Rasim Genç)

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.