Engellerini inanç sabır ve azimle aşan bir öğretmen: Murat Yavuz

Samsun HaberHaber Girişi : 03 Mayıs 2025 19:49
Engellerini inanç sabır ve azimle aşan bir öğretmen: Murat Yavuz

AZMİN HİKAYESİ


"ENGEL"LERİNİ İNANÇ, SABIR VE AZİMLE AŞAN GÜZEL BİR ÖĞRETMEN: MURAT YAVUZ

 

 

 Ahmet SEZGİN 

 

Murat Yavuz, 16 Ağustos 1987'de Ordu / İkizce ilçesinin Şenbolluk köyünde inşaat işçisi İsmail Bey ile ev hanımı Emine Hanım'ın ilk evlâtları olarak doğar. 

 

3 yaşında fiziki gelişimi yaşıtlarından daha geri olan Murat, ailesi tarafından Ankara'ya doktora götürülür. Uzun tetkikler sonucunda Murat'a iskelet kaslarının ilerleyici zayıflığına neden olan, genetik ve klinik olarak çok nadir görülen "müsküler distrofi" isimli kas hastalığı teşhisi konularak sabırdan başka yapılacak bir şey olmadığı söylenir.

 

Murat Yavuz, 1993 yılında Terme / Yeni Mahalle İlkokuluna başlar. Fedakâr annesiyle babası, kucaklarında; amcaoğlu bisikletle okula götürüyor Murat'ı. 2 km uzaklıktaki okula düşe kalka gidip gelmek çok zor olur.

Murat, ayaklarından çok sıkıntı yaşasa da futbolu çok sever. Arkadaşlarıyla oturarak kalecilik ve hakemlik yapmaktan zevk alır. Tuttuğu Trabzonspor ile Samsunspor'un maçlarını TV'den izlemek, vazgeçilmez hobisi olur. Bisikletinin arkasına el arabasını bağlar, ona binerek meraya gidip oynar. Ailesi, kendine eziyet etme dese de futbol, Murat'ın hem sosyalleşmesine vesile olur.

 

İlkokulda derslerinde aktif ve başarılı bir öğrenci olan Murat'ın Turgay Danacı isimli merhametli ve babacan bir öğretmeni vardır. Çok kıymetli annesi ve babası, evden okul kapısına kadar Murat'ı getirirler, üst kattaki sınıfa da sevgili arkadaşları çıkarır. Sınıf arkadaşları da kendisiyle samimi bir sevgiyle ilişki kurup ona yardımcı olur. Tuvaletini evde yapar, okulda öğleye kadar sırada oturur.

 

Ailesi, Murat'ı az da olsa  bir umutla 1999 yılında 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesine götürür. Fakültede beynin kasları kontrol edemediği, bu kas distrofisi (DMD) hastalığının dünyada henüz bir tedavisinin olmadığı söylenir. Cefakâr Murat ve ailesi, bu çok ağır ve çaresiz dertle ömür boyu birilkte yaşayacaklarını tamamen kabullenirler derin bir sabır ve tevekkülle.

 

Murat, gidiş geliş zorlukları ve engelliler için uygun olmayan okul şartları sebebiyle 6. sınıfın ilk döneminde okulu bırakır. Okul Müdürü Hasan Bozkurt ile Müd. Yard. Yüksel Şahin, ailesini arayıp evlatlarının okula devam etmesi için ısrar eder ve yardımcı olmak isterler. Murat, ikinci dönem okula döner. Üst kattaki sınıf, aşağıya indirilse ona bile çok sevineceklerdir ama okulda engelliler için değişen bir şey olmaz. Bazı günler okul çıkışında ailesinin kendisini alması için bir iki saat beklemek zorunda kalır, çok çile çeker.

 

 

Murat, 7. sınıfta ailesinin imkânlarıyla tekerlekli sandalyeye kavuşur. 7. ve 8.sınıfta tekerlekli sandalyeyle okula gidip gelir. Her zaman minnetle yâd ettiği samimi sınıf arkadaşları Samet Şentepe, Recep Düzgün, Samet Özbek, Hasan Basri Dursun başta olmak üzere sevgili kardeşi Beşir, merhametli mahalle arkadaşları, amca oğlu, hala oğlu kendisini okula götürüp getirir. Murat, zor şartlara rağmen büyük bir azimle ortaokulu takdirle bitirmeyi başarır.

 

Murat; liseyi ve üniversiteyi bitirip öğretmen olmayı çok ister ama okumayı istediği Terme Lisesi, uzağa -Sarıyazı'ya- taşınmıştır. Terme İmam- Hatip Lisesinin de merdiven, tuvalet gibi fiziki şartları kendisi gibi  engeliiler için uygun değildir. Bu sebeplerle 2002- 2009 yılları arasında okula ara verir, okuldan kopar.

 

2009 yılında Almanya'daki çok değerli Hasan dayısının gönderdiği akülü sandalye, Murat Yavuz'un hayatında devrim olur. Bu akülü sandalye sayesinde çarşıya sık sık gidip gelir; çayevinde, parkta, meydanda insanlarla sohbet eder Murat. O yıllarda Terme Halk Eğitim Merkezinde idareci olan Yusuf Öz Hoca ile  çayevinde tanışır. Kıymetli Yusuf Hoca, kendisine manevi yönden destek verir, Terme Halk Eğitim'deki kurslarla yetiştirmesi konusunda onu teşvik eder. Murat, Halk Eğitim'deki bilgisayar kursuna gider. Kendi kendine düşünüp açık liseye de kaydolur. 

 

Murat, 2010 yılında kurucu üyesi olduğu Terme Engelliler Derneği vasıtasıyla daha da sosyalleşir. İş-Kur üzerinden engellilere yönelik bilgisayar ve el sanatları kurslarına da katılır, kendini epeyce geliştirir.

 

Murat; el ve ayaklarının güçlenmesi için rehabilitasyon merkezine tedaviye gider. Tedaviden epey fayda görür. Orada da birçok insanla tanışır. Allah'a olan derin imanı, kulluk bilinci, onun bu büyük derde, imtihana sabretmesinde çok etkili olur. Hatta Allah'ın verdiği onlarca nimet karşısında daha çok şükretmek gerektiği şuuruyla 17-18 yaşında düzenli olarak namaz kılmaya başlar. "Muhakkak ki her zorlukla beraber elbette bir kolaylık (ve ferahlık) da olacaktır." âyetini yaşayarak idrak eder. 

 

 

Bosna, Filistin, Doğu Türkistan, Miammar, Suriye gibi yerlerde Müslümanların, mazlumların uğradığı zulümler, verdikleri mücadele Murat'ı çok derinden etkiler. Allah mutlaka bir ferahlık verecek diye sürekli tevekkül ve dua eder. Zorluklar karşısında sabrettiğinde, nimetlere karşı şükrettiğinde cennetle mükafatlandırılacağına yürekten inanır, huzur bulur.

 

Murat, açık lisede okurken ilerde engelli kontenjanndan sınava girip düz memur olmayı ister. Akülü sandalye ile çarşıda gezerken bir vatandaşın dilenci zannederek kendisine para vermesi zoruna gider. Ailesine, devletine, milletine maddi yönden yük olan değil; yük alan, başkalarına yardım eden, engellilere cesaret veren, özgüvenle hayatta ayakta durabilen biri olmak ister Murat. 

 

2013 yılında üniversite sınavına girip Açık Öğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümünü kazanır. 2015'ten itibaren ellerini kullanmada daha fazla zorlanır. Sosyoloji son sınıfta okurken devletin engelli öğretmen alımıyla ilgili teşvik politikaları ve özel durumuna uygun şekilde daha kolay hizmet edebileceği inancı, Murat'a öğretmen olma hayalini kurdurur.

 

Murat Yavuz, Sosyoloji bölümünde başta alanıyla ilgili olmak üzere edebi, dini ve tarihi kitaplar okumaya gayret eder. 2018 yılında gerçekleştirilen Terme Kitap Fuarı'nda tanıştığı yazarlar ve aldığı kitaplar, onun okuma alışkanlığına çok olumlu etkide bulunur. Kendisi gibi engelli olan Cristy Brown'un "Sol Ayağım" isimli meşhur kitabı ona çok büyük özgüven ve azim kazandırır. Aliya İzzetbegoviç, Kemal Sayar, Doğan Cüceloğlu, Nevzat Tarhan, Sebahattin Ali gibi yazarların kitaplarından beslenir. Ahmet Sezgin, Celal Demir, Baha Rahmi Özen ve Yılmaz İmanlık gibi Termeli yazarların bazı kitaplarını da beğenerek okur.

 

2018 yılında girdiği KPSS'de 71 puan alınca ailesi, çevresi ve Terme Engelliler Derneği ile birlikte büyük bir sevinç ve mutluluk yaşar Murat Yavuz. Telefonla yoğun aranmasından dolayı iki gün boyunca kulaklıkla gezer. Dernekteki engelli arkadaşları kendisine sarılıp şükür gözyaşları döker. Sülalesinde de ilk öğretmen olan Murat, ailenin de büyük gurur kaynağı olur. 

 

 10 Şubat 2020'de Tokat / Erbaa'ya Felsefe Grubu Öğretmeni olarak atanarak muradına erer ama Kovit-19 salgını nedeniyle oraya gitmez. İlk maaşını alınca çok mutlu olup Allah'a çok şükreder. Arkadaşlarına yemek ısmarlar, ailesine ve derttaşı olan Terme Engelliler Derneğine yardım eder. İlk kurbanını keser büyük bir şükürle.

 

 

Murat Yavuz, Çarşamba / Ali Fuat Başgil Anadolu Lisesinde Eylül 2020'den itibaren bir yıl öğretmenlik yapar. Pandemi tedbirleri sebebiyle babasının aldığı minibüsle haftada bir gün okula gidip gelir. Diğer günler evde EBA üzerinden uzaktan ders verir.

 

Murat Yavuz, uzun zamandır görev yapmayı hayal ettiği Terme/ Temel Kır Kız Anadolu İmam-Hatip Lisesine büyük bir heyecan ve onurla Eylül 2021'de atanır. Bu okulda öğretmenlik yapmak, en büyük hayallerindendir. İlk derste akülü sandalyede kendisini gören öğrenciler onu veli sanır ve çok büyük şaşkınlık yaşar. Sonra onu büyük bir hayranlıkla yürekten dinlerler. "Daha ilk günden itibaren öğrencilerimin büyük sevgi ve saygılarıyla, yardımlarıyla, kıymetli öğretmenlerin samimi ilişkileri, tecrübe aktarımlarıyla bu güzel okulu ve öğretmenlik mesleğini çok sevdim. Bu okul; sevgi ve saygı ortamıyla, samimi muhabbet ve dayanışmasıyla benim için büyük bir nimet oldu." diyor Murat Hoca.

 

Murat Hocamız; azmi, sabrı, sorumluluğu, edebi, samimiyeti, sevecen, mütebessim ve mütevekkil tavrıyla, sevgi ve saygısıyla, ince şakalarıyla kısa zamanda öğretmen, öğrenci, idareci ve velilerin güven ve gönüllerini kazanmayı başardı. Ebru Erdoğan Hocamızın öncülüğünde okulumuzda yürütülen "Engelleri Birlikte Paylaşarak Aşıyoruz" projesinde Murat Öğretmenin gayretleri, kendisi gibi engelli olan vatandaşların sandalyelerine kavuşma töreninde yaptığı anlamlı konuşma, yaşadığı büyük sevinç ve heyecan unutulmazdı.

 

Temel Kır Kız Anadolu İmam-Hatip Lisesinde dersine girdiği ilk öğrencilerinden sevgili Fatma Baloğlu: "Sevgili Murat Hocamız, sadece bir öğretmen değildi bizlere, arkadaş gibiydi. Sohbet eder, hayata dair öğütler verirdi bize. Sıkıntılarımızı dinler, bizlere yardımcı olurdu. Her zaman sabretmemizi, her şeyden önce iyi bir insan olmamızı öğütlerdi. Murat Hocamın bütün engellere ve sıkıntılarına rağmen çok sabırlı ve azimli olması, umutla hedefinden vazgeçmeyişi beni çok etkiledi." diyor.

 

2024 yılında okuldan birinci olarak mezun olup Sakarya Üniv. Ebelik Bölümünde okuyan Binnur Yüksel isimli sevgili öğrencimiz ise Murat Hocasını şöyle anlatıyor: "Azim, en büyük emekti onun için. Yolların engebesi sebebi, o yolları düzlüğe çıkarmak amacıydı. Bize de bunu en güzel şekilde hissettirdi Murat Hocamız. Azmetmezseniz başaramazsınız, derdi. Derste sadece dersi işlemedi, bize de hayata tutunmayı öğretti hocam.


Öğrencilerine sevgisinden ve esprilerinden neşe katarak sevdirmeyi başardı. Her zaman söyleriz ki Murat Hocamız, lise hayatımızda bize Allah’ı hatırlattı, şükrü özendirdi, azim ve başarıyı aşıladı. Onu kalbimizin en güzel köşesinde sevgi ve minnetle hatırlayacağız her zaman."

 

Çok kıymetli ve sevgili Murat kardeşim,  öğretmenlikte amacının yüreklere dokunmak, gençlere ilham ve özgüven vermek, faydalı olmak ve onların dualarını kazanmak olduğunu ifade ediyor. Murat Hoca, örnek azmi, sabrı, şükrü, muhabbeti,  neşesi, samimiyeti, merhametiyle, onurlu ve şuurlu duruşuyla sevgili öğrencilerimize hatta okulda birlikte görev yaptığı bizlere bile büyük bir ilham, umut, moral kaynağı ve mektep olmakta. Zor kullandığı parmaklarıyla telefon ve interneti çoğumuzdan daha iyi kullanmakta. 

 

Mabede girer gibi daima abdestle geldiği okulumuzda öğle namazlarını sandalyesinde derin bir huşuyla kılmakta, Rabbine sığınıp dua etmekte, meleklere selam vermekte. Allah, vatan, millet aşkıyla yüreği atan Murat Öğretmen, haftada bir gün öğle arasında okul kütüphanesinde gönüllü olarak nöbet tutarak öğrencilerine yardımcı olmakta, okulun her yerinde her fırsatta rehberlik etmekte onlara. 

 

 Havalar iyi olduğunda Terme Engelliler Derneği'ne, 15 Temmuz Meydanı'na gidip ziyaretlerde bulunan Murat Yavuz; sevdikleriyle samimi muhabbetler etmekte, milli maçları bile meydanda halkla birlikte seyretmekte.  

 

Sevgili Murat Öğretmen; Beşir, Merve ve Sefa isimli sevgili kardeşlerine de okuma, azim, sabır ve şükür hususunda en güzel örnek ve ilham kaynağı olmakta. Üç kardeşi de üniversitelerde başarıyla okur. İkisi kendisi gibi devlet memuru olarak hizmet etmekte. Sefa kardeşi, İngilizce Öğretmenliğini bitirmek ve atanmak için gayret etmekte.   

Hayattaki en büyük hayalin, amacın nedir Murat'ım diye sordum bir gün. "Bu dünyadan maddi bir beklentim kalmadı Ahmet Hocam. Geçim sıkıntım yok Allah'a şükürler olsun. Sağlıklı, akıllı, erdemli, huzurlu bir hayattan başka Allah'tan ne isteyebilirim ki? Gerçek huzurun da İslam'da olduğuna inanıyorum. İmanla, sabırla, tevekkülle,  şükürle, kanaatle, merhametle, iyilikle, şuurla yaşamak, Allah'ın rızasını kazanmak en büyük gayemdir." diyor Murat Öğretmenimiz. Hayatının en büyük kahramanları, sabır abideleri annesiyle babası başta olmak üzere fedakâr kardeşlerine, hayatına dokunan akraba, arkadaş, öğrenci ve öğretmenlerine karşı derin bir sevgi ve minnet duygusu içinde şükretmekte.

 

Uzun yıllardır çok büyük dert, azim, sabır, başarı ve şükür imtihanına şahit olduğum gül yürekli kardeşim, idealist eğitimci Murat Yavuz ile dört yıldır aynı okulda meslektaş olmak, benim için de büyük bir mutluluk, onur  ve şükür vesilesi oldu.Örnek çile, azim, sabır, başarı öyküsüyle, milli ve manevi değerleriyle, gül yüreğiyle, şuurlu Müslüman-Türk kimliğiyle, sağlam karakteriyle, tertemiz şahsiyetiyle, Allah-vatan- bayrak aşkıyla, idealist öğretmenliğiyle, güzel esprileriyle gönülleri fetheden Murat Yavuz Öğretmenin daha çok insan tarafından tanınıp hayırla yâd edilmesini, güzel hayatıyla başarı hikayesinin hayat öğretmeni olarak örnek ve ilham olmasını yürekten arzu ediyorum. "Cennetin çocuğu", güzel kardeşim Murat Yavuz Öğretmene, örnek anne ve babasına sağlıklı, hayırlı, umutlu ve huzurlu bir ömür dileğiyle....

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Kader Akbaş 03 Mayıs 2025 22:34

    Örnek alınacak bir başarı öyküsü. Bravo