• İHSANBAŞKAN

Araştırmacı-Tarihçi: Eldar UKA - Kosova Muharebesi 1389

TARİH Haber Girişi : 03 Aralık 2017 00:12
Araştırmacı-Tarihçi: Eldar UKA - Kosova Muharebesi 1389
Samsun Bülten Köşe yazarımız Kosovalı Araştırmacı Tarihçi Eldar Uka Kosova Muharebesi (1389)ni yazdı. Eldar Uka'nın kaleminden Kosova Muharebesi.
Kosova Muharebesi 1389

Eldar UKA
Araştırmacı-Tarihçi 


Tarihi kaynaklara baktığımızda I. Kosova muharebesini anlatan çok fazla kaynak olmadığını göreceğiz. Osmanlı kaynakları genelde bu muharebeye diğer Bizans ve Sırp kaynaklarına göre daha aydınlatıcı ve gerçeklerle dolu kaynak olduğuna kanaat verebiliriz. Çünkü bu kaynaklar historiografinde çok daha etkili yere sahip olmuşlardır. Batı ve Bizans kaynakları birkaç detaydan ibaret olduğunu söyleyebiliriz.  Fakat elimizde olan bütün bu kaynaklar,  muharebenin taktiksel ve stratejik açıdan ne tür bir yol izlendiğini kesin olarak söylememiz mümkün değildir. O dönemde ki siyasi ve askeri yapılanmalara bakarsak Kosova muharebesinden Niğbolu 1396 ve Ankara (Angora) 1402 muharebesinden olan askeri strateji denk geldiğini göreceğiz. XIV yy ilk yarısında Osmanlı devleti ile Ortaçağ Sırbistan devleti kendi sınırları dışında çıkmaya başlamış ve Bizans devletinin çemberini güneyden ve kuzeyden sıkıştırmayı başarabilmişlerdir.  Sırp çari Dşuanın ölümünden sonra (1355) Sırbistan devletine Nemanjiç ailesi yönetimini alır ve Sırbistan'ın bütünlüğünü birkaç küçücük yönetim merkezi haline getirir.


Meriç (Marica) muharebesinde (1371) Sırp çari Duşanın komutası altında olan sadece güney bölgesinde ki ordu katılmış, ve Osmanlı ordusunu karsi Sırp ordusu ciddi bir yenilgiye uğramıştır. Bu zafer sonrası Osmanlı ordusu batıya dogru tamemen kapılarını kendine açmıştır. Bulgar ve Bizans hükümdarları Osmanlı'nın müttefiki olarak hareket etmekten başka çareleri yoktur. Aynı durumu Makedonya'da ki ortaçağ hükümdarları da yaşamışlardır. Balşa II, Zeta (bugünkü Güney Karadağ bölgesi) ve Kuzey Arnavutluk'un hükümdarı olarak, aynı yenilgiye Berat şehrinin yakınlarda 1385 yılında uğrayınca, Osmanlı devleti stratejik olarak bugünkü Arnavutluk devletini de kendi himayeleri altına almıştır. O dönemlerde Duşanın himayesi altında olan Sırbistan devleti bir nevi üçe bölünmüştü.  Morava bölgesi prens Lazar Hrebeljanoviçe, Zeta bölgesi Curac Stratimiroviçe  ve Kosova bölgesi de Vuk Brankoviçin  himayeleri altına girmişlerdir. Osmanlı ordusu  1381 yılında Sırip prensi Lazarin topraklarına, 1388 yılında da Zata bölgesinden geçerek Bosna'ya giriş yapmaya başlamışlardır. I. Sultan Murat'ın Bulgaristan bölgesinde geri dönerken, prens Lazar Pirot şehrini ele geçirmiş, Vladko Vukoviç ise Bosna sınırlarında, Bileçe bölgesinde Osmanlı ordusunu büyük yenilgiye uğratmıştır. Bu nedenle ve bölgede ki hararetli hadislerden dolayı Osmanlı devletiyle Sırp devletinin arasında büyük bir savaşın olacağı kaçınılmaz olmuştur.


1389 yilinin ilkbahar mevsiminde I. Sultan Murat komutasında ordu Bulgaristan'da ki Plovdiv şehrinin yakınlarında toplanmıştır. Sultan bir karar vermek zorundaydı. Ya Sofia üzerinden Nisavaya varıp ordan da Morava bölgesinden prens Lazarın devletinin tam kalbine inmek, yada Köstendil (Velbujd ) ve Kratovo bölgesinden gidip Kosova ovasına inmekti. Sultan Murad ikinci alternatif yolu tercih etmiştir. Bu güzergah bir hayli uzun olsa da strateji açısından çok daha önemliydi. Kosova ortaçağ Sırbistan devletinin merkeziydi, ve diğer açıdan da ticaretin Balkanlardan en yoğun olmuş olduğu güzergahlardan biriydi. Sırbistan'ın bu güney bölgesinden Lazarin baronluk şehrine gidilebilirdi. Yahş-i beyin komutasında ki askerleri Pirottan geriye çevirerek, Sultan Murad Könstendil bölgesine harekete geçti, o bölgede müttefiki Konstantin Dejanoviç de Sultan'a katılmıştır. Sultan Murad, Kratovo bölgesinde biraz dinlenerek Kumanovo bölgesinden, Preşevo'ya ordan da Gilana geçerek Priştin'eye 14 haziran'da varmış ve komutasını şehrin kuzey bölgesine yerleştirmiştir.

Sırp ordusunun Priştin bölgesine hangi güzergahtan geldiğini maalesef kaynak yetersizliği açısından bilmemiz çok fazla mümkün değildir. Tahminlere göre Lazar kendi müttefiklerini Niş güzergahı üzerinde toplamış, veya Morava üzerinde hareket edip Priştin'e bölgesine gelmişlerdir. Lazar Sultan Murad ordusunu Lap ve Sitnica vadisinin yakınlarında, Kosova ovasının tam merkezinde  karşılamayı planlıyordu. Belirlenen muharebe yeri Kosova'da kesişen bütün noktaların merkezi idi. Lab-Topliça bölgesi, Sitnice-Ibar  veya Prizren bölgesinin bütün kesişme noktası Kosova ovasıydı. Laza Kosovay büyük ihtimal Prokuple bölgesinden giriş yapmıştır. Bölgeye Sultan Murad'dan çok daha önce gelmiş ve daha da fazla bölgeyi inceleme durumunda bulunmuştur. Sultan Murad, Priştin'eye vardığında  Sırplar o bölgeyi çember altına almış muharebeye hazır bir şekilde bekliyorlardı.


Lazarin yanında hic şüphesiz müttefikleri de bulunuyordu. Vuk Brankoviçin ordusu Prizren bölgesinden, ve geçen yıl Osmanlı ordusunu Bosna sınırları yakınlarında Bileçe bölgesinde yenilgiye uğratan Vladko Vukoviç ordusuyla birlikte Bosna'dan katılmışlardı. Lazarin damdi Curac Stratimiroviçin muharebeye katıldığını hiçbir kaynak ispat etmemektedir. Kaynaklarda ismi geçen başka bir ordu da var. Ordu Hırvat banlarından Ivan Palajna tarafından yönetildiği ve Bosna ordusuna katılarak Kosova muharebesine geldiği söylenilmektedir. Ivan Palijna Macar kralı Jigismund tarafından bastırılıp Bosna'ya kaçması sağlanmıştır, bu nedenle Bosna ordusuyla birlikte hareket edip Kosova'ya geldiklerini söylenmektedir. Diğer bölgelerden orduların gelişi gayet doğal olarak karşılanabilir, çünkü Osmanlı Devleti'nin batıya doğru yayılması,tamemen Kosova muharebesine bağlıydı. O yüzden prens Lazar diğer devletlerden de ful desteği alarak muharebeye katılmıştır. Kaynaklara gore I. Sultan Murat muharebeye 40.000 askeriyle birlikte katılmıştır. Bunlardan 5000 yeniçeri, 2500 atlılar, 6000 sipahi, 20.000 de azap ve akıncılardan oluşan bir orduya sahipti.


Sırp ordusu ise Osmanlı ordusundan 10.000 asker daha az olduklarını kaynaklar belirtmektedir. 20.000 asker Sırplardan, 10.000 askerden müttefiklerden olduğunu söylenmektedir. Bazı kaynaklarda asker rakamlarının 100.000'e aşkın olduğu da söylenmektedir. Bu dönemde birçok büyük devletler arasında bile muharebelerde bu rakama ulaşılamamıştır. O yüzden orta seviyede bir rakamı kaynak olarak almak en uygunudur. Osmanlı ordusu Sırp ordusuna rağmen bölgeyi daha az bilen bir ordu olarak muharebeye katılmışlardır. Fakat Osmanlı ordusunun Sultan'a bağlılığı, profesyonelliği ve muharebeyi kazanma ruhu, karşı tarafın şevkini kırmayı başarabilmişlerdir. Sultan'ın himayesinde olan Azap ordusu, özellikle seçilmiş yaya askerlerden oluşmaktaydı. Diğer taraftan Akıncılar atlı ordu, Avrupa'nın o güne kadar görmediği taktiklere ve stratejilere sahiplerdi.


Lazar, Osmanlı ordusunu Lab nehrinin sol tarafında bekliyordu. Bu bölge Osmanlı'nın tam yol ayrımının ortasındaydı. Osmanlı ordusunu Sitnica ile Zveçan, diğer taraftan da Poduyevo bölgelerine gitmeleri için kesecekti. Lazar tam ortada, Vuk Brankoviç ve Vladko ise sağ ve sol cephelerde siper almışlardır. Birinci sırada Atlılar, ikinci sırada da yaya ordusu yer almaktaydı. Bu askeri taktiği sadece kaynaklar değil, bütün ortaçağda ki askeri yapılanmalar desteklemekteydi. Sultan Murad'ın merkez ordu kısmında ilk basta yeniçeri askerleri yer almaktaydı. Yeniçeri ordusunun tam arkasında bizzat Sultan askeri birlikleriyle ordunun ikinci sırasındaydı. Sağ taraftaki ordu komutası I. Sultan Murad'ın büyük oglu Bayazid'in kontrolü altındaydı, küçük oğlu Yakub ise sol tarafta ki ordunun başında durmaktaydı. Okçular her iki tarafta ve ortada yer almışlardır. Osmanlı ordusunun merkez kısmı en güçlü kısımdı, Sırp ordusunun ise hangi kısmı güçlü kısımdı pek bilinmemektedir, ve bu aslında Sultan Murad'ın askerleri de karşı otoritesini baktığımız zaman, Sırp prensi Lazar bu otoritenin hayaline bile sahip olamadığını görmemiz mümkündür. Muharebe yaklaşık 8 saat göüs göüse çarpışarak sürmüştür. Osmanlı ordusu Sırp ordu birliğini iki kanattan dağıtmayı becerebilmiştir. Osmanlı  kaynaklarına göre muharebe sonrasında I.Sultan Murad muharebe alanında gezerken, Miloş Obiliç bir Sırp askeri tarafından ölü taktiği yaparak Sultan Murad yanından geçer, arkasından yakalar ve onu zehirli hançerle zehirler, ve bu sekilde I. Sultan Murad Kosova ovasında şehit düşer. Bu hadise ceryan ettikten sonra, Sırp Hükümdarı prens Lazar da Osmanlı ordusu tarafından yakalanıp muharebe alanında Miloş Obiliçle birlikte Yıldırım Bayazid Han tarafından öldürülür. Yenilgiye uğrayan Sırp ordusu, Vlatko tarafindan geri çekilme durumunda kalır, ve Kosova muharebesi Osmanlı ordusunun zaferiyle bitmiş olur. I. Sultan Murat'ın oğlu Yıldırım Bayezid Osmanlı devletinin başına geçer.


Sırp kaynakları, Sırplar'ın yenilgi açısından çok ciddi bir kaynak vermiyorlar, XVII yy' da yazılanlara gore suçlunun vuk Brankoviç'in olduğuna idda edilen kaynaklar mevcuttur. Çünkü daha muharebenin ortasındayken, yaklaşık 1000'e yakın askeriyle Drenitsa bölgesine kaçtığı söylenmektedir.


Osmanlı'nın Balkanlar'daki kazanmış olduğu bu muharebe, Osmanlı'nın batıya yönelik kapılarını açması ve daha da ilerlemeleri için büyük bir fırsata dönüşmüştür. Bu muharebeden sonra Sırp ordusu ciddi bir darbe almış, ve despot dönemine kadar kendine gelememiştir. Sonuç olarak Kosova muharebesi 1389 yılında Osmanlı devleti tarafından büyük bir zafere imza atmıştır.

Araştırmacı-Tarihçi: Eldar UKA

Kaynaklar:

●       Grupa autora, ?Istorija srpskog naroda II ", Beograd, 1982.

●       Zeljko FajfrićSveta loza Brankovića, ?id, 1999

●       Jakac Lafet, Vojna Enciklopedija, Beogra, 1975.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Güray Dizman 15 Haziran 2022 12:36

    Güzel bir yazı olmuş. Teşekkürler. Kaleminize sağlık.

  • Ümmügülsüm Ertap 15 Haziran 2022 10:26

    Allah razı olsun kardeşim bir Rumeli göçmeni olarak bize tarihimizi böyle güzel anlatım yazılarının devamını bekleriz

  • Nderim Morina 08 Eylül 2020 00:00

    Başarilar dilerim sana