"SÖZ ÜSTÜNE SÖZ!"
Öyle çok duyduklarımızdan ki bu söz!
İçi boş olunca zihin tırmalayıcı, hamasi bir nutuk; dolu olunca gurur vesilesi...
"Dosta güven, düşmana korku!"
*
"Fırsat verilince neler olur, bu gençler neler yapmaz neler, yeter ki fırsat verilsin!"
Alâ...
Üstüne söz olur mu?!
Yorum götürür mü?!
Asla...
'Zihniyet' gibi önemli bir 'ayrıntı' var yalnız..
Hesabın bizatihi içinde, kendisi, aslı!
Neyi, nasıl, ne için, neden?
En basitinden..
Zihniyetten bahis: Fırsatın niyeti?!
...diyebilirsin mesela!
*
Kimi, taşı oyar, heykel yapar!
Kimi, uçak yapar, gemi yapar!
Kimi, uçurtma uçurur!
Kimi, yeni nesil uçaklar, jetler!
*
Ağacı, taşı oydurarak, demiri eritip, metali bükerek, bronzu, mermeri işleyerek vesaire, dünden bugüne örneğin; keşke, bi Michelangelo, nebilim bi Donatello, Henry Moore, Bruno Catalano, Daniel Popper, 'olduramazlar' ama, istenir ve fırsat verilirse, gemileri karadan yüzdüren 'Fatihleri' 'oldururlar'!
Bu toprakların 'ruhu' müsaittir, imkân vardır!
572 yıl önce olduğu gibi, çağ kapatıp, çağlarda açılabilir!
İsteni/li/nce, dünya devi olunabilir, dört kıt'aya yüzyıllarca daha adaletle hükmedilebilir!
İstenilince, çağının ötesinde dev eserler bırakabilir Mimar Sinanlar, yeniden...!
Zor değil!...
Yani..
Fırsat verilince, tarih de yazılabilir!
Fırsat verilince, tarihler yazan ecdadın hatırasına çok acı ama tekme atanlar da türeyebilir!
'Fırsat veren' kadar 'fırsat verilenin' de o denli önemli olduğu, sonuç cümlesi olarak kayıtlara geçsin!
*
İdeolojilerden, ayrışmalardan, çatışmalardan uzak, sevgi ve kardeşliğin yüceltildiği, 'insan merkezli', 'İnsanlık Medeniyeti'nin 'katma değeri' olacak 'Bilim ve Sanat' atbaşı gitsin; hangi gönül arzu etmez!
***
"YİNE YEŞİLLENDİ KARAYOLLARI..."
Artık geldi ya yaz, bitmez yolların tozu toprağı, işareti, işaretçileri!
Çile bülbülüm çile!(*)
Yolculuk boyunca sık sık tek şeride düşen trafik, sürücülerin kabusu!
Yeni yol yapım, yenileme, restorasyon; tamam hepsi bizim için eyvallah ve de buna can-ı gönülden teşekkür ediyoruz da,
ancak, trafik akışının kesintiye uğramadan dakikalarca hatta saati aşarak işkenceye dönüşmemesi bütün mesele!
*
Hakkını vermek lazım; 'yol medeniyetse',
çeyrek asır Türkiye'nin dağı taşı tünel bağlantılarla, bir baştan bir başa karayolu ağıyla örüldü...
Eski dönemleri düşünmek bile cehennem!
***
"BUMERANG"
Kim der ki;
Beddua edenin, üstelik böyle kalabalık özel grup seanslarıyla, hep bir ağızdan bedduaları tutmaz diye!
Tutar!...
Dua da tutar, beddua da!
Dua'ya yakın, bedduaya uzak olun siz!
Tutmasın yoksa...!
'Tutmadı ki', 'tutmadı ki' diye sevinmeye başladığınız andır zamanı, kimbilebilir!
'Bed-dua' adı üstünde; dil kararır, yüz kararır,
zihin bulanır, beden susar, kalp durur..
Bumerang nedir, bilirsin.
Döner, dolanır, gelir de, sahibini bulur!
Etmeyin!
Ağzınız varsa;
Dua edin, Dua...!
Onlar bilir kendilerini!...
***
H.SEVEN