Sosyal medyayı kullanmak bir sanattır.
Akıl ister, ufuk ister, basiret ve feraset ister.
Her topa girmeyi maharet sayan sazanlar bu erdemlerden uzaktırlar.
Paylaşımları göz ucuyla okuyup anlamadan beğeni yaparak destek verenler mi arıyorsunuz yoksa bunu alıp paylaşanlar mı?
Yazıları akıl ve fikir süzgecinden geçirmeden altına Donkişot gibi yorum yapanlar
Kimsenin olmadığı yerde kahraman kesilenler.
Bilgi havariliğine soyunup sağa sola ahkâm kesenler.
Selam sabah ile başlıyorlar ya
Bunların çoğu karşı karşıya gelseniz selam vermezler.
Hatta birbirlerini tanımazlar tanısalar bile tanımazdan gelirler.
Sosyal medyada melek sandıklarınıza inanmayın.
Çoğu egolarını tatmin etmek için çırpınıyorlardır.
Ben de varım, beni de adam yerine koyun kabilinden.
Bir arkadaşına veya tanıdığına canı sıkılıp sosyal medyada hava basan zavallılara ne demelidir?
Bakın bir iki konuda yazıp nokta koyacaktım.
Söz uzayıp gidiyor.
Millet koronavirüs belasıyla uğraşıyor.
Çalışmak zorunda kalanlar günlerce evlerine gelemiyorlar.
Bazı aymazlar çoluk çocuğuyla nazire yaparcasına pasta börek kesiyorlar.
Evde kalıyorlar ya kalkıp birilerine keyif bağışlıyorlar.
Samimi ve içten olan öyle çok dost ve tanıdıklarım var ki
Onlara sözüm yok, yoksa mana incinir, samimiyet kırılır, insanlık darılır
Hatta öyle samimi kimseleri kırmak Hakkı incitmek olur.
Herkes kendini bilir.
Sosyal medya artık çağımızın vazgeçilmez bir gerçeği.
Sosyal alanlarımızdan birisi.
Sokağımız caddemiz işyerimiz evimiz
Samimi olalım.
Gerçekçi olalım.
Ateşe körükle gitmeye gerek yok.
Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır der atalarımız.
Sosyal medyanın kötüleri de bitmez.
Onlarda binlerce insana zarar verebilirler.
İçlerinde kötü niyetli kimseler var.
Her topa girmeyi, pas atan herkese koşmayı maharet saymayın derim.
Överken de eleştirirken de
Kimin kaç beden şahsiyet taşıdığını anlıyorsunuz.
Ivır zıvır paylaşımlarla bozmayın kimliğinizi.
Bit pazarına çevirenlere de itibar etmeyin.