• HABER ÜSTÜ
Son Dakika Haber Girişi : 10 Temmuz 2025 21:27

Nurettin Topçu'nun Bakış Açısıyla Öğretmenlik

Nurettin Topçu'nun Bakış Açısıyla Öğretmenlik
Nurettin Topçu' "40 yıl öğretmenlik yaptım, mabede nasıl girdimse sınıfa da öyle abdestli girdim" sözüyle özetlediği öğretmenlik anlayışı, mesleğin sadece bir görevden öte, kutsal bir vazife olduğunu vurgular.

Nurettin Topçu'nun Bakış Açısıyla Öğretmenlik: Bir Medeniyet Kurucusu Olarak Muallim

 

HABERARASI

Nurettin Topçu'nun "40 yıl öğretmenlik yaptım, mabede nasıl girdimse sınıfa da öyle abdestli girdim" sözüyle özetlediği öğretmenlik anlayışı, mesleğin sadece bir görevden öte, kutsal bir vazife olduğunu vurgular. Topçu'ya göre muallim, genç ruhlara rehberlik eden, onları şekillendiren ve bir medeniyetin temellerini atan bir sanatkârdır. Bu makale, Topçu'nun öğretmenlik üzerine kaleme aldığı derinlemesine düşünceleri ele alarak, muallimin toplumdaki yerini, sorumluluklarını ve ideal niteliklerini gözler önüne serecektir.

 

Muallimin Kutsal Vazifesi ve Toplumdaki Yeri

 

Nurettin Topçu, muallimlerin en kutsal görevinin "medeniyet kurucu bir nesil yetiştirmek" olduğunu belirtir. Günümüzde dahi öğretmenlere hatırlatılması gereken bu önemli husus, onların sadece bilgi aktaran kişiler olmadığını, aynı zamanda bir milletin ruhunu, ahlakını ve kimliğini inşa eden mimarlar olduğunu gösterir. Topçu, Bulgar papazının kendi milletini bir benlik içinde kurma çabalarını örnek göstererek, Türk aydınlarının da Anadolu çocuklarına kim olduklarını ve niçin yaşadıklarını tanıtması gerektiğini vurgular. Bu bağlamda öğretmen, sadece bir memur değil, "genç ruhları kendilerine mahsus manadan bir örs üzerinde döverek işleyen bir demircidir."

Topçu'nun öğretmenlik anlayışında, mesleğe maddi çıkarlar için değer verenler eleştirilir. "Muallim tüccar değildir" diyerek, maaşın azlığı veya çokluğunun bu kutsal vazifeye engel olmaması gerektiğini savunur. Öğretmenlik, ona göre "para değil ruh işidir." Bu nedenle, öğretmenleri maaş derecelerine göre sınıflandırmak veya okulun derecesine göre değer biçmek "budalaca" ve "muzır" bir yaklaşım olarak nitelendirilir. Zira "devletleri ve medeniyetleri yapan da yıkan da muallimlerdir."

 

Muallimin Geniş Ruhî Mesuliyeti

 

Topçu, muallimin mesuliyetini oldukça geniş bir perspektiften ele alır ve bu sorumluluğun toplum hayatının her sahasına yayıldığını ifade eder. Bir ülkede ticaretin bozuk olmasından, siyasetin milli çizgiden sapmasından, gençliğin davasız ve ailelerin otoritesiz olmasından, hatta memurların rüşvetçi ve mesul makamların iltimasçı olmasından dahi muallim mesuldür. "Din hayatı bir riya veya taklit merasimi haline gelerek vicdanlar sahipsiz ve sultansız kalmışsa bunun da mesulü muallimlerdir." Bu ağır yük ilk bakışta fazla gibi görünse de, Topçu'ya göre "hepimizin ruh yapısının muallimin elinden çıktığı düşünülürse bu hiç de yanlış değildir."

Muallim, Topçu'ya göre "hayatımızın sahibi olmaktan ziyade sanatkârıdır." O, hayatı kullanan değil, yapan; seyircisi değil, aktörüdür. En doğru ve güzel hayat örneğini hazırlar ve bize sunar. Balını yapıp başkasına bırakan arı misali, öğretmen de kendi ruhundan fedakârlık ederek öğrencilerine hizmet eder.

 

İdeal Bir Öğretmen ve Fedakârlık

 

Nurettin Topçu'nun gözünde ideal muallim, "tahammül etmesini bilen, tahammül etmesini seven idealcidir." Karşılaştığı her türlü zorluğa rağmen şikâyet etmeyen, hatta düşmanlarına dahi beddua etmeyip onların davalarına hizmet edeceğine inanan bir rahmet müjdecisidir. Bu, Gandi'nin kinini unutmak için oruç tutması gibi, öğretmenlerin de kendi kusurları için nefislerinde fedakârlık yapmaları gerektiği düşüncesine paraleldir. Öğretmenlik, Topçu için "sevgi işidir, ruh sevgisidir." Öğrenciye sadece bilgi aşılamakla kalmaz, aynı zamanda merhamet, hemcinsini sevme, sorumluluk gibi duyguları da kalplere eker.

Topçu, muallimin toplumdaki diğer fertler gibi yaşayamayacağını, "herkesin sevinip güldükleri gibi gülmemize bizim bilmediklerimiz manidir" sözüyle ifade eder. Peygamberimizin "Eğer bildiğimi bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız" hadisini örnek göstererek, öğretmenin ruh dünyasının hem duygu, hem bilgi, hem de irade bölgelerinde tedavi ve aşılama yapması gerektiğini belirtir.

 

Muallime Değer Vermenin Önemi ve Hürriyet

 

Tarih boyunca muallime verilen değerin medeniyetlerin yükselişi ve düşüşüyle doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayan Topçu, "Muallimin yükseltildiği devirlerde medeniyet ve ahlakın zirvelerine tırmanılmıştır, muallimin alçaltıldığı devirlerde ise uçurumlara yuvarlanmıştır" der. Osmanlı padişahlarının şehzadelerini muallimlere emanet etmesi ve onlara tam bir teslimiyet göstermesi, bu değerin somut bir örneğidir.

Ancak Topçu, 17. yüzyıldan itibaren şeyhülislamların devlet siyasetine göre fetva vermesiyle medresenin bağımsızlığını kaybettiğini ve öğretmenliğin bir meslek olmaktan çıkarıldığını belirtir. Bu durumun, "millet ruhunun yapıcısı olduğuna inanmayan bir zihniyetin muallimi basit bir memur kadrosu haline koyması"nın bir sonucu olduğunu ifade eder.

Muallim, sahip olduğu bu büyük mesuliyetle birlikte aynı zamanda toplum içinde "en fazla hür olan insan" olmalıdır. Onun çalışmasını idari ve siyasi endişelerle kısıtlamak, öğretim idealine dışarıdan emirle yön vermek, "hür olan şahsiyetini budamak, kısırlaştırmak ve ölüme mahkûm etmektir." Maarif demek Topçu'ya göre "muallim demektir" ve Milli Eğitim Bakanlığı sadece düzenleyici bir cihazdan ibarettir. Kitap, program ve öğrenci meselelerini çözecek olan, "bir milletin muallim ordusudur." Bakanlık tarafından tepeden yönetim, öğretmenin ilmi ve fikri hürriyetinin inkarı, adeta köleleştirilmesidir.

Sonuç

Nurettin Topçu'nun öğretmenlik üzerine kaleme aldığı bu derin düşünceler, muallimin sadece bir meslek erbabı değil, aynı zamanda bir medeniyet kurucusu, ruhların sanatkârı ve toplumun vicdanı olduğunu açıkça ortaya koyar. Öğretmene gereken değerin verilmesi, ona tam bir hürriyet tanınması ve mesuliyetinin bilincinde olması, bir milletin geleceği için hayati öneme sahiptir. Zira Topçu'nun da dediği gibi, "Muallimin millet ruhunun yapıcısı olduğuna inanmayan bir zihniyet muallimi basit bir memur kadrosu haline koyar ve her taraftan çiçeklenecek kültür ağacını kökünden baltalar." Bu nedenle, öğretmenlik mesleğine yüklenen kutsal anlamın yeniden idrak edilmesi, hem öğretmenlerin hem de toplumun refahı için elzemdir.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.