Başpehlivan Cengizhan Şimşek yer bildiriminde aksaklık yaptı gerekçesiyle bütün hakları elinden alınmaya kalkışılıyor.
Başpehlivan Cengizhan Şimşek yer bildiriminde aksaklık yaptı gerekçesiyle bütün hakları elinden alınmaya kalkışılıyor.
2020’den itibaren elde ettiği bütün hakları elinden alınmaya çalışılıyor.
Mazeret beyanı geçerli sayılmıyor.
Adeta linç edilmek isteniyor.
Cengizhan Şimşek’in hakkında mademki böyle bir gerekçe vardı bu daha önce neden uygulanmadı? sorusu gözden gelinmemelidir.
Bu uygulama bir pehlivanı yok sayma derecesine varmamalıdır.
Bir başpehlivan böyle kolay harcanamaz.
Yetkililer kararı yeniden gözden geçirmelidir.
Karar kabul edilemez.
Adalet yerini bulmalıdır.
Ceza verilecekse bir kişi kurban edilmemelidir.
Böyle bir konuda verilen ceza bir pehlivanın hayatını linç edecek boyutlarda olmamalıdır.
Ceza Cengizhan Şimşek’in şahsına verilmiş gibi görünse de yağlı güreşin cezalandırılması anlamını taşımaktadır.
Yetkililer konuyu tekrar gözden geçirmelidir.
En kısa zamanda yanlıştan dönülmelidir.
Böyle bir haberle karşılaşınca aklıma 1952 Helsinki Dünya Şampiyonasında yaşanan erozyon geldi.
Yaşar Doğu ve arkadaşları da böyle havadan sudan sebeplerle minderden uzaklaştırılmışlardı.
Bu olay Türk Güreşinin yüzyıl gerilemesine sebep olmuştu.
Minderde yenilmeyen Türk Aslanları masada yenilgiye uğratılmıştı.
Şimdi de yağlı güreş böyle bir olayla karşı karşıya geldiği izlenimi oluşturuyor.
Masa başı oyunları çayırdan daha güçlü değildir.
Bu millete gerekçenizi anlatamazsınız.
Pehlivanla birlikte Yağlı Güreşi ve Güreşseverleri de cezalandırmış olursunuz.
Pehlivanın mazereti dikkate alınmalıdır.
