MEHMET AKİF’İ ANARKEN

MEHMET AKİF’İ ANARKEN

Türk edebiyatının en önemli şairlerindendir, istiklal marşımızı bize armağan ederek bu yöneyle yeri doldurulamayacak bir edebiyatçı, fikir adamı, vatan sevgisi dolu bir gönül adamıdır.

Mehmet Akif, 1873 yılında dünyaya gelmiştir. İstanbul Fatih Medresesi'nde öğretmen olan Tahir Efendi ile Emine Şerif Hanım'ın oğludur. Babası Arnavut asıllıdır, bugün orta Asya topraklarında bulunan Buhara kentinden Mehmet Efendi'nin kızı olan annesi Emine Şerif Hanım ise Türk'tür.

Kısa bir süre içerisinde yüce kitabımızı hıfz etmiş bir hafızdır.

Veteriner hekimdir. 1893 yılında Halkalı Baytar Mektebini birincilikle bitirmiştir.

Özellikle güreş sporuna tutkundur ve bu yönüyle bir sporcudur.

Ünlü kitabı Safahat'ı 1911'de yayınlamıştır. Bugün elimizde bulunan safahat diğer eserlerini de içeren bir kitap halinde yayınlanmaktadır.

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...

Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

 

Çanakkale zaferi sonrasında yazdığı Çanakkale şehitlerine şiiri onun vatan sevgisini ve ruh zenginliğini, kaleminin kuvvetini ortaya koymuş bir başyapıttır.

 

Kurtuluş savaşı döneminde kuvvetli hitabetiyle Zağanos paşa camiinde vaazlar vererek halkı milli mücadeleye yönlendirmiştir.

İlk mecliste Burdur milletvekili olarak görev almıştır.

Para ödülünden dolayı katılmadığı istiklal marşı yarışmasına dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi’nin ısrarlarıyla kabul etmek zorunda kalır ve Tacettin dergahına kapanarak istiklal marşımızı yazar.  Ve hepimizin bildiği gibi o parayı kabul etmez, ihtiyacı olduğu halde.

Korkma! İfadesiyle başlayan istiklal marşı, mecliste alkışlar arasında dört kez üst üste okunduğunda ise o mütevazı şair sadece mahcubiyet duymuştur.

Cumhuriyetin ilanından bir süre sonra Said Halim Paşa’nın kardeşi Abbas Halim Paşanın daveti ile mısırda yaşamıştır.

Kahire’de bulunan Darülfünun’un Edebiyat Şubesi’nde Lisan-ı Türki müderrisliği yapmıştır. Bu yönüyle öğretmen kimliğine de sahip bir edebiyatçıdır.

Siroz hastalığından mustaripti. Mısırdan hasta olarak döndü.  27 Aralık 1936 tarihinde ise İstanbul'da, Beyoğlu'ndaki Mısır Apartmanı'nda hayatını kaybetti.

Mezarı Edirnekapı Mezarlığındadır.

Bugün 12 Mart, İstiklal Marşı’mızın kabulünün bugün 97. yılını kutluyoruz.

Rahat uyu büyük şair, vatan şairi,  emanetin dillerde ve gönüllerde sonsuza dek yaşayacak.

O büyük şairin sözleriyle bitirelim.

“Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.”

 

Etiketler : celalettintutkun
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.