Geçmişin İzinde, Geleceğin Peşinde
Zaman, ardında derin izler bırakarak akıp gidiyor. İnsan da bu zaman nehrinde, hem yolcu hem de iz bırakandır. Her bir an, her bir kelime, her bir duruş; bizi biz yapan değerlerin bir parçasıdır. Bugün masa başında otururken, önümde sararmış gazete kupürleriyle geçmişin izlerini, arkamdaki duvarda ise geleceğin yükünü hissediyorum.
Bugün sadece bir gün değil. Bugün, geçmişle geleceğin birleştiği o çizgideyiz. Her sabah yeniden uyanırken sadece gözlerimizi değil, gönlümüzü de hayata açmalıyız. Çünkü insanın en kıymetli yanı; kalbini diri tutabilmesidir.
Bizler, bir medeniyetin çocuklarıyız. Adaletle hükmeden, merhametiyle mazlumu koruyan, ilmiyle karanlıkları aydınlatan bir ecdadın torunları… Bugün bize düşen, sadece hatırlamak değil; hatırladıklarımızı yaşatmaktır.
Makamlar geçici, mevkiler fanidir. Lakin kelimeler kalıcıdır. Ve eğer doğru kelimelerle doğru yerde buluşabilirsek, işte o zaman tarih bir daha yazılır.
Bir yazı, bir resim, bir bakış… Bazen tek bir detay, büyük değişimlerin başlangıcı olabilir. O hâlde detaylara dikkat etmek gerek. Küçük görüp geçmeyelim; çünkü büyük şeyler, hep küçük bir kıvılcımla başlar.
Kalemin yolculuğu burada bitmez. Her yeni günde, her yeni satırda, yeniden başlamak gerek. Çünkü hayat, yazılmaya değer bir hikâyedir. Ve bizler, bu hikâyenin hem yazarı hem kahramanıyız.