Engellenen Kapılar Arkasında Hangi Gizli Hesapları Yapıyorsunuz?

Engellenen Kapılar Arkasında Hangi Gizli Hesapları Yapıyorsunuz?

YILDIRIM DEMİRCİ yazdı...

Hani dava sizin ellerinizde yükselecekti? İnşaatların, villaların ve rezidansların ellerinizde yükseldiğini gördük. Hani sizin derdiniz Gazze’nin, Filistin’in ve ümmetin masum çocuklarıydı? Sizin derdiniz şahsi menfaatleriniz ve çocuklarınızın hayatını garanti altına alacak gayrimenkul edinmek olduğunu gördük.

Şahsımın erişimine; ParafGrup İnstagram hesabını, Veysel Yılmaz instagram hesabını ve son olarak da Soner Can Tufanoğlu X hesabının takibini engelledi. Engellenen kapılar arkasında hangi gizli hesapları yapıyorsunuz? Şahsıma ait tüm sosyal medya hesaplarım herkese açık ve hiçbir kimse engelli değildir. Dahası profilimde şahsi telefon numaram da olmak üzere tüm bilgilerim herkese açıktır. Herhalde gizli hesapları olanlar, güneşi balçıkla sıvayacaklarını zannediyorlar. Siz ancak beton duvarları harçla sıvarsınız. Hani dava sizin ellerinizde yükselecekti? İnşaatların, villaların ve rezidansların ellerinizde yükseldiğini gördük. Hani sizin derdiniz Gazze’nin, Filistin’in ve ümmetin masum çocuklarıydı? Sizin derdiniz şahsi menfaatleriniz ve çocuklarınızın hayatını garanti altına alacak gayrimenkul edinmek olduğunu gördük.

Teknolojiye aşina olmamıza rağmen daha düne kadar tuşlu telefon kullandığımız arkadaşlarımızca malumudur. Ta ki; Talat Yavuz’un, Memur-Sen İstanbul İl Başkanlığı ve Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanlığı görevlerine üstüne üstlük ilksan delege adayı olana kadar. Ne yani! Sendikanın muazzam insan ve maddi kaynağı hep bir avuç beyaz yakalıların menfaatleri için mi kullanılacak? Bir milyon üye de aidat ödeyen kelle sayısı değerinde ve salonlarda genel başkanın konuşmalarını alkışlayacak dolgu malzemesi olarak görülecek. Sendika üyelerini ilgilendiren konularda alınacak kararlar üyeye danışmaya veya görüşüne başvurmaya bile gerek duyulmayacak. Üyelerin olup bitenler karşısında seyirci olması istenilecek. Yok böyle bir dünya! Bizler sendikanın üyesi ve asli unsurları olarak sadece aidat ödeme sorumluluğunuz yoktur. Aidiyetimiz gereği olarak sendikanın uygulamalarını sorgulama hakkımız vardır.

Bu sorumluluk doğrultusunda sendikada iki koltuğu birden işgal eden Talat Yavuz’un bu koltuklar kendisine yetmemişçesine bir de ilksan delege adayı olmasını doğru bulmadığımızı arkadaşlarımızla istişare ettik. Bu teşkilatta birbirinden yetenekli ve becerikli binlerce değerli üyemiz varken niçin her koltuğa Talat Yavuz önerilir? Şeklinde öz eleştiri yaptık. Eleştirilerimizde ne kadar haklı olduğumuz bugün ortaya çıkmıştır. Her makama Talat Yavuz’un önerilmesi karşısında üyeler sandıkta tepkilerini ortaya koydular. Umduğunu bulamadığı ilksan ile ilgili 05.05.2025 tarihli yazısından sonra Talat Yavuz’un “İlksan Sendromu” devam ettiği yorumları yapılmıştır.

Talat Yavuz ilksan seçim sürecinde şahsımı arayarak: “Benim ilksan delege adayı olmamı genel merkez istedi. Ben genel merkezin bu talimatına karşı mı geleyim? Sen başka teşkilatta olsaydın senin ağzını ve burnunu kırarlardı.” dedi. İşte o görüşmeden sonra bizzat yaşayarak anladım ki, Akif İnan’ın: “Benim düşüncemin tam zıddı da olsa insanlar ayrı muamelelere tabi tutulmamalı, yeter ki kişi dinime küfretmesin ve vatan haini olmasın.” sözleriyle özetlediği özgürlüğün yerini; baskı, dayatma, tahakküm, tehdit, korkutma, yıldırma ve sindirme aldığını.

Teşkilat içerisinde düşüncelerimizi açıklamamıza fırsat verilmediği için sosyal medyayı ve dokunmatik telefonu kullanmayan biri olarak ilk kez 15.06.2021 tarihinde “Tutturmuşlar Bir İlksan, Nedir Bu İlksan?” paylaşımımızla sosyal medyayı aktif olarak kullanmaya başladık. Bu paylaşımımızı birçok haber ajansı “Sendikanın Kurucu Üyesi ve Pendik İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Yıldırım Demirci’den İlksan Çıkışı” manşetiyle okuyucularına duyurdu. Kötü komşu adamı ev sahibi yapar minvalinde iyi ki sosyal medyayı; teşkilatımızın, kamunun ve tüm insanlığın faydasına olacak şekilde kullanmaya başlamışız.

Seviyeli ve yapıcı paylaşımlarımızla teşkilatımızda bir şuurlanmaya bir uyanışa bir bilince bir farkındalığa vesile olduk. Artık bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Sahnenin önünde Gazze, Filistin, ümmet, mazlum, mağdur, kutsal ve soylu gibi kavramlarla dava edebiyatı yapanlar; sahnenin arkasında ise rant hesaplarını eskisi gibi rahat yapamayacaklar. Yakın zamanda sendikamızda kadro hareketi başta olmak üzere daha birçok şeyin değişeceğini göreceğiz.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.