AHMET SEVEN
Son yıllarda Türkiye'deki konut ve otomobil piyasalarında yaşanan fiyat artışları, geniş kitleleri derinden etkiliyor. Kira fiyatları adeta uçmuş durumda, ev sahibi olma hayali ise birçok insan için imkansız hale geldi. Aynı şekilde, ikinci el araç fiyatları da sıfır araç fiyatlarını zorlar hale geldi. Bu durumun temelinde, ekonomik gücü olan bir kesimin birden fazla konut ve aracı yatırım aracı olarak görmesi, hatta bunları birer "kapital" olarak biriktirmesi yatıyor.
Bir malı ihtiyacı olmayanlar alıyorsa ihtiyacı olanların önünü kesiyor demektir.
Bu birikimler, piyasada yapay bir talep yaratıyor ve arz-talep dengesini bozuyor. İhtiyacı olmayanlar tarafından satın alınan bu mülkler, hem fiyatların yükselmesine neden oluyor hem de dar gelirli vatandaşların barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlara erişimini zorlaştırıyor. Boş duran daireler, kullanılmayan villalar ve kapılarda bekleyen ikinci, üçüncü otomobiller, sadece birer statü sembolü olmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal eşitsizliği de derinleştiriyor.
Bu durum, bir anlamda kartelleşme veya tekelci bir yapıya doğru gidişatın da bir göstergesi. Elinde onlarca konut bulunduran ev sahipleri, kira fiyatlarını istedikleri gibi belirleyerek piyasayı manipüle edebiliyor ve kiracıları mağdur edebiliyor. Benzer şekilde, araç piyasasında da çoklu mülkiyet, fiyatların şişmesine ve piyasanın bir avuç kişinin kontrolüne geçmesine neden oluyor. Bu durum, serbest piyasa ekonomisinin ruhuna da aykırı.
Bu adaletsizliğin önüne geçmek için acil bir düzenlemeye ihtiyaç var. Devlet, bu soruna müdahale ederek fırsat eşitliğini ve sosyal adaleti tesis etmelidir. Bu bağlamda, birden fazla konut ve araca sahip olanlara yönelik kademeli ve artan oranlı bir vergilendirme sistemi hayata geçirilebilir. İlk ev ve ilk araba için makul bir vergilendirme politikası uygulanırken, ikinci, üçüncü ve daha fazla mülke sahip olanlar için vergi oranları katlanarak artırılmalıdır.
Bu düzenlemenin pek çok olumlu etkisi olacaktır:
Konut ve kira fiyatları düşecektir. Yatırım amacıyla alınan konutların cazibesi azalacağı için, bu daireler piyasaya sürülecek ve arz artacaktır. Bu da fiyatların aşağı çekilmesine yardımcı olacaktır.
Araç piyasası rahatlayacaktır. Birden fazla araç alımından caydırıcı vergilendirme, ikinci el piyasasını dengeleyecektir.
Trafik sorunu hafifleyecektir. Kapılarda atıl duran araç sayısı azalacağı için, özellikle büyük şehirlerdeki trafik yoğunluğu ve park sorunu bir nebze olsun hafifleyecektir.
Vergi gelirleri artacaktır. Yeni vergilendirme sistemi, devletin gelirlerini artıracak ve bu gelirler, sosyal konut projeleri veya ulaşım altyapısı gibi alanlarda kullanılabilir.
Vergi kaçakçılığının önüne geçilecektir. Mülkiyetlerin takibi ve vergilendirilmesi, bu alandaki olası vergi kaçakçılığına da engel olacaktır.
Devletimiz, bu konuda bir an önce harekete geçmeli ve bu adaletsizliğe dur demelidir. Çoklu mülkiyetin vergilendirilmesi, hem ekonomik hem de sosyal açıdan daha adil bir toplum inşa etme yolunda atılacak önemli bir adımdır. Bu sayede, imkanı olanların imkanı olmayanları ezmesine müsaade edilmez ve tüm vatandaşlar için daha yaşanabilir bir Türkiye meydana gelebilir.