ALIN ZAMMINIZI…
Günlerdir kamuoyunu meşgul eden, belirlenmesi için toplantı üstüne toplantılar yapılan ve merakla beklenen yeni asgari ücret nihayet belirlendi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan konuyla ilgili olarak bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında belirlenen yeni rakamı açıkladı:(1)
‘’1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak net asgari ücreti 22 bin 104 TL olarak belirlemiş bulunuyoruz.’’
Sayın bakan bu rakamı açıkladı açıklamasına da hiç de beklenen bir rakam değildi. Kamuoyunda refah seviyesi olarak daha yaşanabilir bir asgari ücret beklentisi vardı. Işıkhan, konuşmasına devam ederken asgari ücretin tanımını da yapmayı ihmal etmedi:
‘’Öncelikle ifade etmek isterim ki, asgari ücret genel bir ücret seviyesi değil, en düşük ücret seviyesini ifade etmektedir. Esas olan her çalışanın emeğinin hakkını yaptığı işin niteliğine uygun şekilde almasıdır.’’
Sayın bakanın da dediği gibi; asgari ücret en düşük ücret seviyesini idare eder. Ancak bu parayla bırakın ev geçindirmeyi bekâr hayatı bile yaşayamazsınız. Eğer ki büyük şehirlerde yaşıyorsanız bu para ev kirasına anca yeter. Belki de yetmez yani. Esas olan çalışanın emeğinin karşılığını almaksa eğer, asgari ücret de, bu belirlenen rakamdan çok daha fazla olmalıdır. Düşünün ki bir fabrikada beden gücüyle çalışıyorsunuz ve sizin için belirlenen ücret aylık 22 bin lira. Bu şartlarda kimse çalışmak istemez.
Işıkhan, konuşmasında Hz. Peygamberimizden de örnek vererek devam etti:
‘’Peygamber efendimizin; ‘’İşçinin alın teri kurumadan hakkını verin’’ öğüdü medeniyetimizin de özünü yansıtan güçlü bir erdem ve adalet çağrısıdır. Bu öğüde uygun bir anlayış geliştirmek, insan emeğine duyulan derin saygı ve toplumsal vicdanı temsil etmektedir. Aynı zamanda bu öğüt bizlere, işçinin emeğini korumanın, onun insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini sağlamanın bir lütuf değil zorunlu bir vazife olduğunu hatırlatır.’’
Sayın bakan Hz. Peygamberimizin hadisini örnek vererek erdem ve adalet vurgusu yapmıştır. O halde biz de soralım: Bu mu adaletiniz? Bu asgari ücret bir yıllık asgari ücrettir (Yani 2024 Temmuz ayında zam yapılmadı) Bir yıllık enflasyon bile %47.09(2) iken asgari ücrete %30 zam yapmak adalet midir? Hayır değildir.
Işıkhan ayrıca, Hz. Peygamberin öğüdüne uymanın zorunlu bir vazife olduğunu ifade etmiş. Görünen o ki bu zorunlu vazife sayın bakan için bir önem arz etmiyor. Etseydi bu asgari ücreti kabul etmezdi. Çünkü toplumsal vicdan bunu kabul etmiyor.
‘’Unutmayalım ki hakkaniyetle verilen her ücret aynı zamanda işletmelerin de bereketini ve verimliliğini artırır.’’
Diye devam etti sayın bakan. İşletmelerin bereketini ve verimliliğini artıracağı kesin de bu ücret hakkaniyetli bir ücret olmadığı için çalışanların bunun bereketini ve verimliliğini görmeyeceği de kesin. Bu sözler, asgari ücret belirlenirken çalışanın değil işverenin kayırıldığının itirafı gibi olmuş sanki…
Devamında da yine adalet vurgusuyla devam etti sayın bakan:
‘’Çalışanlarımıza karşı adil olmak yalnızca bir zorunluluk değil aynı zamanda ekonomik başarı ve istikrar için de bir gerekliliktir. Bu anlayışla çalışma hayatında hakkaniyeti sosyal adaleti ve emeğe saygıyı ön planda tutarak hem çalışma barışını hem toplumsal refahı hem de ülkemizin kalkınmasını sağlayabiliriz.’’
Ne diyelim; ille de adalet diyor sayın bakan. Çalışanlarımıza karşı adil olmalıyız diyor. Adaletin mülkün temeli olduğunun şuurundadır inşallah…
Işıkhan, asgari ücretin nasıl belirlendiğine dair şu açıklamayla devam etti:
‘’İşçi ve işveren temsilcilerimizin yanı sıra, makro ekonomik ve konjonktürel dinamikleri de değerlendirerek en dengeli seviye belirlenmeye çalışılmıştır. Komisyon toplantıları neticesinde, işçi ve işveren temsilcilerinin bildirdiği görüşler doğrultusunda belirlenen yeni miktarın, başta asgari ücrete tabi olan çalışanlarımız ve aileleri olmak üzere tüm vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.’’
İşçi ve işveren temsilcilerinin görüşmelere katıldığı doğrudur ama bu rakamı kabul edebileceklerine ben inanmam. Yapılan zammın yıllık enflasyon oranının bile altında olmasının işveren camiasını bile vicdanen rahatsız edeceği kanaatindeyim. Hem konjonktürel dinamik de nedir ki? Kavram kargaşası yaratılıp konu saptırılmaya mı çalışılıyor acaba? Güya en dengeli seviye belirlenmiş. Hiç de öyle değil. Çok dengesiz bir fiyat açıklanmıştır.
Işıkhan’ın konuşmasının sonuna doğru söylediklerinde ise birlik ve beraberlik vurgusu yaptığı dikkat çekti:
‘’Devletimiz tüm kurum ve kuruluşlarıyla işçisinin işverenin ve tüm vatandaşlarının yanında olmaya devam edecektir.’’
‘’Türkiye yüzyılı emekçisinin üretenin işverenin ve yatırımcısının el ele verdiği birlik ve beraberlik ruhu içerisinde kararlı adımlarla ilerlemeye devam edecektir.’’
‘’Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da çalışma hayatının tüm ihtiyaçlarını tüm paydaşlarımızla istişare ortak akıl ve güç birliği içerisinde karşılamayı sürdüreceğiz. Sosyal diyalog en önemli gücümüzdür.’’
‘’Bizim esas hedefimiz yalnızca asgari ücreti artırmak değil işçilerimizin işverenlerimizin memurlarımızın emeklilerimizin ve toplumun her kesiminin refah seviyesini yükseltmektir.’’
Sayın bakan güzel söylemiş. Türkiye yüzyılı birlik ve beraberlik ruhuyla her kesimin birbiriyle uyum içinde olduğu bir ortamda olmalı. Ama bunun için önce adalet olması gerekmez mi? Devlet önce adil olacak. Çalışanlar arasındaki ücret dengesizliğini giderecek ki sosyal adalet de sağlanmış olsun. Bizim siyasetçilerimiz cek’li cak’lı sözleri fazlaca kullanmalarıyla meşhurdur zaten.
2024 yılı için açlık sınırının 20 bin 562(3) TL olduğu ülkemizde asgari ücreti 22 bin lira yaparsanız sosyal adaletten söz etmek mümkün olur mu? Ve bu asgari ücret de muhtemelen 2026 Ocak ayına kadar geçerli olacak bir ücrettir (2025 Temmuz zammı verilmezse).
Bu şartlarda işletmeler işçi bulabilecek mi ki? Bir de meselenin bu tarafı var. Bizim insanımız ücreti az bulduğu için çalışmak istemeyecek. Bu şartlarda ucuz işgücüne ihtiyaç doğacak. Peki bu işgücü nasıl sağlanacak?
Bu konuda anlaşılan sığınmacılardan faydalanılacak gibi gözüküyor. Çünkü Dünya Bankası’ndan 35 milyar dolarlık kredi alınmıştı. Bu kredinin de ‘’Mülteci şartı’’ vardı.(4) Buna göre alınan kredinin %50’sinin mültecilerin istihdamı için kullanılması gerekiyor. Belki de bunun için asgari ücret düşük tutulmuş olabilir. Yani sığınmacılara istihdam sağlanması için…
Böyle bir şey olamaz mı dediniz? Fazla uçuk kaçık bir varsayımda bulunduğumu düşünebilirsiniz.
O zaman şöyle bir durum da söz konusu olabilir: Toplumsal olarak ücret dengesizliği, insanları otoriteye karşı ayaklandırabilmek için bir bahanedir. Dış ilişkilerde güçlü olması gereken Türkiye’yi içeriden karıştırıp meşgul etmek isteyenler için bu durum bir fırsat olarak değerlendirilebilir.
Mesela bu günlerde Suriye’deki durum konusunda diplomatik olarak güçlü olması gereken ülkemizde, ücret adaletsizliğini bahane ederek iç karışıklık çıkarmak isteyebilirler. Asgari ücreti komik bir şekilde düşük tutmak da bunun için bir bahane sayılabilir.
Bu da mı olmaz diyorsunuz? O zaman yıllık enflasyon %47 iken, asgari ücrete yıllık %30 zam yapmanın mantığını biri bana açıklasın. Bence bu resmen milletle dalga geçmektir.
Hadi diyelim ki bu siyasi bir manevradır. Bugün fiyat böyle açıklandı ama önümüzdeki günlerde yeniden bir fiyat düzenlemesi yapılarak bir nebze de olsa tepkiler en aza indirilmeye çalışılacak diye düşünülmüştür. Öyle bile olsa ne diyecekler ki? 22 bin olmadı, 23 bin ya da 24 bin olsun derler. O da beklentileri karşılamaz ki.
Sayın bakanın yaptığı açıklamada en çok dikkatimi çeken bir bölüm vardı:
‘’Ak parti hükümetleri olarak 22 yıldır sosyal adaleti emeği ve dayanışmayı kalkınma politikalarımızın merkezine yerleştirdik.’’
Sayın bakana diyeceğim odur ki; tebdil-i kıyafetle çarşıya, pazara, çay ocaklarına, kahvehanelere, parklara bahçelere yolu düşerse bi uğrasın vatandaşla birebir sohbet etsin. Kendisi gibi düşünüp düşünmediklerini kendi kulaklarıyla duysun.
Son olarak, diyorum ki bu asgari ücret bu ülkenin çalışanları için bir utançtır.
Alın zammınızı, rulo yapıp… yeniden düzenleyin.
Sağlıklı günler dilerim
Hakan ÖZGEN
25 Aralık 2024
KAYNAKLAR
(1)https://www.youtube.com/watch?v=b33t8H_WtnI
(3)https://www.turkis.org.tr/turk-is-kasim-2024-aclik-ve-yoksulluk-siniri/
(4)https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/imzalanan-kredi-anlasmasindaki-multeci-kosulu-konusunda-iktidardan-2211648
Ağzına, kalemine sağlık hocam