Türk Güreşinin Bilgesi Gazanfer Bilge'nin dilinden Yaşar Doğu

SPOR Haber Girişi : 05 Eylül 2021 15:41
Türk Güreşinin Bilgesi Gazanfer Bilge'nin dilinden Yaşar Doğu
Milli Sporcu, Olimpiyat Şampiyonu Milli Güreşçi (D. 1923, Karamürsel / Kocaeli – Ö. 20 Nisan 2008, Kadıköy / İstanbul

Gazanfer Bilge: (1924- 2008)

     Olimpiyat Şampiyonu-Arkadaşı

Milli Sporcu, Olimpiyat Şampiyonu Milli Güreşçi (D. 1923,  Karamürsel / Kocaeli – Ö. 20 Nisan 2008, Kadıköy / İstanbul). 17 yaşında Askerliği sırasında güreş millî takımına girdi. güreşe başlayan Bilge, 1946 yılında İsveç'in başkenti Stockholm'de serbest stil 62 kiloda Avrupa şampiyonu, 1948'de de Londra Olimpiyatları'nda aynı stil ve kiloda olimpiyat şampiyonu oldu.

1953'te güreşi bıraktı. Evli ve bir çocuk babası idi. Kasımpaşa SK'ya bağlı olarak uzun süre görev yaptı ve kulübün gelmiş geçmiş en büyük sporcusu olarak gösterilir.

Güreşi 1953 yılında bırakarak ticarete atılan Bilge, yaptığı hayırlar ve hizmetler nedeniyle 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve TBMM Başkanı olduğu dönemde Bülent Arınç tarafından 'Üstün Hizmet Madalyası' ile ödüllendirildi.

Bilge, son olarak Olimpiyat Komitesince 'Dünya Fair Play Şeref Ödülü'ne layık görülen ilk Türk oldu. 20 Nisan 2008 tarihinde İstanbul Kadıköy’de vefat etti. Kabri Karamürsel Karamürsel Dereköy Mahallesi'ndeki mezarlıktadır.

Hayatı hakkında 2005 yılında Cem Atabeyoğlu’nun yazdığı “Dünya ve Gönüller Şampiyonu Gazanfer Bilge” bir kitap yayımlanmıştır.

    Allah'ım eğer olimpiyatlarda başarı elde edemeyeceksem...

    Yaşar Doğu hem ağabeydi bu güreşçilerin başında hem babaydı. Herkes ondan örnek alırdı. Halkın büyük bir sevgisi vardı. Nasıl bir sevgi biliyor musunuz? Tutku. Yani şu bayrağı çektirdikten sonra… Şu bayrak dedim ya 50 milyonun sancağı. Londra’da altı kez göndere çektirdik. İstiklal Marşımızı herkese ezberlettirdik.

(TRT’de yaptığı söyleşi)

    "1950'li yıllarda Avrupalıların güreşte büyük bir üstünlüğü vardı. Üstelik olimpiyatlarda şampiyon olmayı bırakın Türk sporcusunun başarı elde etmesi insanlarımıza hayal gibi gelirdi. Başta olimpiyatlar olmak üzere uluslararası diğer turnuvalara hazırlanırken sık sık: 'Allah'ım eğer olimpiyatlarda başarı elde edemeyeceksem ülkemde sakatlanayım' diye dua ederdim.

    Yüzlerce devletten yüz binlerce insanın bir araya geldiği bu büyük organizasyonda milletlerin birbirlerine karşı büyük bir üstünlük mücadelesi vardı. Yaşanan bu rekabet ortamında bizler, ay-yıldızlı formayla aldığımız madalyalar ile Türk bayrağını olimpiyat stadyumunda taşımaktan büyük gurur duyardık. Adeta göğsümüz bir kat daha kabarırdı. Arkadaşlarımızla çok iyi geçinirdik. Samimi dostluklarımız vardı. Mesela Yaşar ben güreşin hamallığını, Celal cambazlığını, Gazanfer’de pehlivanlığını yaptı derdi.

    Şampiyon olalım da iş bitsin demezdik. Göğsümüzde taşıdığımız ay yıldızın şerefini düşündüğümüz için daha fazla gayret gösterirdik.

    Ben ticarete atıldım fakat Yaşar ölünceye kadar güreşi bırakmadı. Hem antrenörlük ve idarecilik yaptı hem de güreşçi yetiştirdi. Onun felsefesinden yararlanmadan bu iş olmaz.

Yaşar Doğu büyük bir insandı. Terbiyeli, efendi hepimiz ondan örnek alırdık. Bugün Yaşar için bana deseler ki Gazanfer bir heykel yapmak istiyoruz kimin heykelini yapalım deseler kendimi demem, Yaşar'ı derim. O hepimizin ağabeyiydi. Güreş için hayatını feda etmiştir. Elinde avucunda ne varsa parasını pulunu güreşe vermiştir. Anadolu'nun dört bir yanından güreşçi çocukları arar bulur Ankara'ya getirir otel parasını yemek parasını cebinden öderdi. O bambaşka bir insandı. Hiç birimiz onun gibi olamayız.

Güreşi bırakmayı istemezdim ben bırakmadım bıraktırıldım

1953’ de güreşi bıraktı. Ticaret’le uğraşan Bilge Karamürsel’e büyük bir spor okulu açtı. Doğduğu yer Karamürsel’e bir spor okulu açan Bilge, kendisini memleketine adamıştı. Bilge bir röportajında, ilk şampiyonluktan sonra güreşi bırakma nedenini şöyle anlatmıştı:

 “Aslında bırakmayı ben istemedim, bıraktırıldım. 1952 yılında Burhan Felek benim için ‘Profesyonel oldu’ diye bir yazı yazmıştı. Bankalar şampiyon olduk diye bizi mükâfatlandırmıştı, 20 bin lira vermişlerdi ama biz para için güreşmedik ki... Sonradan ödül verdiler. Biz de bilmeden aldık ödülü. 1952 yılında olimpiyatlara gittik. Çıkıp güreşeceğiz bir baktık ki olimpiyat komitesi bizim isimlerimizi vermemiş. Bizi profesyonel ilan edip amatör yarışmalara girmemizi yasaklamışlar. Böyle harcandık gittik. Yaşar milli takımın başına geçti. Celal birilerini çalıştırmaya başladı ben de ticarete atıldım, biliyorsunuz otobüsçülük yaptım. Yaşar Doğu; ‘Celal cambaz, ben hamal, Gazanfer de pehlivan’ derdi.”

Başarıları:

1946 Avrupa Güreş Şampiyonu, Stockholm İsveç, 62 kg Serbest Stil-

1948 Olimpiyat Oyunları, Londra İngiltere,  62 kg Serbest Stil- Altın Madalya

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.