Şu Samsunun Kuşları!

Şu Samsunun Kuşları!

 

Bir zamanlar, küçük bir kasabada yaşayan bir adamın komşusunun tavuğu çalınır. Olayın üzerinden günler, haftalar geçer; kasaba halkı bu olayı unutur. Ancak tavuğu çalan adam, içindeki suçluluk duygusundan bir türlü kurtulamaz. Sürekli olarak, herkesin kendisini konuştuğunu düşünür.

 

Bir gün sokakta yürürken, iki komşunun fısıldaşarak konuştuğunu görür. Hemen aklına, "Beni konuşuyorlar," düşüncesi gelir. Bu düşünceyle dolan adam, dayanamaz ve aniden onlara seslenerek, "O tavuğu ben çaldım!" diye bağırır. İki komşu şaşkınlıkla ona bakar ve ne olduğunu anlamaya çalışır.

 

Bu hikâye, vicdanın ne kadar güçlü bir şey olduğunu gösteriyor. Bir hata ya da suç işlendiğinde, başkaları bunu unutsalar bile, bunu yapan kişinin vicdanı asla unutmaz. Bu duygu, kişiye sürekli bir yük olur ve ona huzur vermez.  'Katil olay mahalline geri döner' derler.  

 

Yumurtalar kırılırken devekuşu misali başını güme gömenler, tilkiler ortaya çıkınca....Valla ben yapmadım abi! derler. Yani. 

 

Suçluluk duygusu, insanı savunmaya geçmeye, kendini temize çıkarmak için gereksiz yere çaba göstermeye ve hatta başkalarını ikna etmeye çalışmaya iter. Oysa suçsuz olanın böyle bir çabaya ihtiyacı yoktur. "Madem suçun yok, bu çırpınışlar niye?" sorusu tam da bu durumu özetler. Vicdan, bir suçu affetmeyen tek mahkemedir. Yarası olmayan gocunmaz...diyor atasözümüz. 

 


05.09.2025 12:40:43