MUSTAFA DAĞISTANLI: 'KAN VEREREK KİLO DÜŞEN ŞAMPİYON'

Mustafa Dağıstanlı, 3 Kasım 1932’de Samsun’un Çarşamba ilçesinde doğdu. Küçük yaşta güreşe başladı. 1951 senesinde 57 kiloda yaptığı güreşte Nasuh Akar’ı yenerek Türkiye Şampiyonu oldu.

MUSTAFA DAĞISTANLI: 'KAN VEREREK KİLO DÜŞEN ŞAMPİYON'

Mustafa Dağıstanlı, 3 Kasım 1932’de Samsun’un Çarşamba ilçesinde doğdu. Küçük yaşta güreşe başladı. 1951 senesinde 57 kiloda yaptığı güreşte Nasuh Akar’ı yenerek Türkiye Şampiyonu oldu. 


1953 senesinde ilk olarak milli mayoyu giydi. Milletlerarası ilk başarısını 1954 senesinde Tokyo’da yapılan Dünya Şampiyonası’nda elde etti. Japonya’da yapılan müsabakalarda bütün rakiplerini yenerek, 57 kiloda serbest stilde Dünya Şampiyonu oldu.


Dağıstanlı’nın, uluslararası bu ilk şampiyonayla birlikte minderde hiç sırtı yere gelmedi.

***

Ardından, 1955’te İspanya Barselona’da yapılan Akdeniz Oyunları’nda Grekoromen stilde 57 kiloda da birincilik kazandı. 1956 Olimpiyat Oyunları’nda 62 kiloda serbest sitilde birinciliğinin yanı sıra yine aynı yıl, aynı kiloda İstanbul’da yapılan Dünya Kupası Birincisi oldu. Mustafa Dağıstanlı, 1957’de serbest stil 62 kiloda Dünya Şampiyonluğu’nu yine kazandı.


1958’de Sofya’da kendi deyimi ile talihsiz bir yıldı. Sofya’da hiç yenilgi almadan Dünya İkincisi olacaktı. Ancak 1959 yılı, bir yıl öncesine göre bir hayli iyiydi. İran’ın başkenti Tahran’da serbest stil 62 kiloda Dünya Birinciliğinin yanı sıra yine aynı yıl, Melbourne Olimpiyat Oyunları Şampiyonluğu’nu elde etti. 1960 senesinde Roma Olimpiyat Oyunları’nda yine Altın Madalya onundu. Ardından Balkan Şampiyonluğu’nu kazandı. Aynı yıl da güreşin zirvesindeyken minderi bıraktı.

O dönemde; başta Mustafa Dağıstanlı olmak üzere, Türk güreşçilerinin en büyük derdi rakipleri değil kilolarıydı. Dağıstanlı’nın başından da, bu konuyla ilgili bir ilginç bir olay yaşanmıştı.

***

Mustafa Dağıstanlı o olayı şöyle aktarır:

Melbourne’da kilo düşmemiz gerekiyor. Tartıya çıkacağız. Benim 57 kilo olmam gerekiyor. Fakat o zamanki kilom 62. Tabii güreş de bir takım oyunu. Hem de olimpiyatlar çok önemli. Ben aslında 62’de de birinci olurum. 62 kiloda Bayram var. Yaşar Doğu o da altın alsın istiyor. Bana diyorlar ki ‘kilonu düş’. Saunaya gittik, kilo düşüyoruz. Celal Atik dedi ki: ‘200 gramın kaldı, ağzına bir şey koymayacaksın sabaha kadar bir şeyin kalmaz.’ Ben kendimi biliyorum mümkün değil. Tutmaz bu hesap. ‘Olmaz Hocam, ben biraz daha kalayım’ dedim. Yaşar Doğu araya girdi ‘Adam senin yaşın kadar güreşmiş, sen daha mı iyi bileceksin?’ dedi bana.


Sabah oldu, benim dediğim doğru, kiloyu düşememişim. Saunada ölüyorum. Nasıl bir stres nasıl bir sıcak. Yaşar Hoca; ‘Bin sayıyoruz deyin, ama 3 bin sayın. O kilosunu bir an önce düşsün’ diyormuş. Benden gram ter çıkmıyor. En sonunda Celal Atik aldı havluyu benim omuzuma koydu. Nasıl sert testere gibi geldi, ‘Aman dedim beynim zonkluyor, bana dokunma!’ O sırada Rusların güreşçisi beni yattığım yerde gördü ve bana masaj yaptı.


***

 Meğer Yaşar Doğu bunu görmüş. Bundan dolayı bana çok kızmış, ‘Hocasına dokunma diyor, elin gavuruna masaj yaptırıyor’ diye.

Sabah kontrol tartısında yine aynı kiloda idim. Moralim çok bozuktu. Hocalarıma ‘Kilo düşemeyip güreşemezsem, Türkiye’ye asla dönemem Australya’ya iltica ederim’ dedim.


Kantara çıktım 200 gram aynen duruyor. Son tartıya 1 saat kalmıştı. Rusların güreşçisi Alimbek ben kontrol tartısına çıktığımda o da çaktırmadan tartıya bakıyordu. O sırada kafilemizin doktorundan bir ricam oldu: “Kilo düşemiyorum. Kolumdan 200 gram kan almanı istiyorum. Başka çarem kalmadı” dedim. Doktor ‘Ben güreş öncesi senden kan alırsam sen güreşemezsin’ diyerek karşı çıktı. ‘Benim isteğimi Yaşar Doğu Hocam’a söyle’ dedim.

***

Kolumdan 200 gram kan alındı. 10-15 dakika sonra da tartımı Alman doktor yaptı. Ve tam 57 kilo çıktım. Artık mutluydum. Sadece bir bardak çay içtim. Ancak Rus Alimbek kan verdiğimi bilmediği ve 200 gram fazlam olduğunu gördüğü için yöneticilerine itiraz etmelerini söylemiş. Bunun üzerine Ruslar beni tartan Alman doktora itirazlarını ilettiler. Hatta öyle ilginç bir olay oldu ki, Ruslar tartının bozuk olduğunu kanıtlamak için komiktir tartının üzerine 3 tane kibrit çöpünü koyup tarttılar. Ancak Alman doktor ‘Tartı doğrudur. Müsabakaya çıkabilir’ iznini verdi. Olimpiyat’ta 57 kiloda altını kapmıştım. Rus güreşçiye masaj yaptırdığım için bana kızan Yaşar Hoca müsabakadan sonra beni kucakladı, ‘İşte şimdi seni affettim’ dedi.



29.03.2019 22:49:00