İran İsrail Savaşının düşündürdükleri
AHMET SEVEN
İran İsrail Savaşının 9. günü de geride kaldı.
Özelde bölge genelde dünya diken üstünde.
İsrail'in Tavşanın kuyruğu suya değdi mi değmedi mi veya suyu bulandırdın bahanesiyle İran'a açtığı savaş ona pahalıya mal olduğu ortada.
Aslında İsrail hiç te böyle bir sonuç beklemiyordu.
ABD'nin gazıyla efelenerek bu kez İran'a saldırması bütün planları altüst etti.
Çünkü İran sadece İran'dan ibaret bir devlet değildir. Stratejik, jeolojik, coğrafi vs. yapısıyla çok farklı bir ülke. İranlı yüksek düzey yetkililer: Geçmişte eğer Avrupa kendini aç bırakmak istiyorsa bize müdahale edebilirler demişlerdi.
Tarihi geçmişine bakınca İran'ın savaşçı bir toplum olduğunu görüyoruz. Körfez Savaşında yıpransa da geleceği düşünerek kendini toparlayıp hazırlık yaptığı biliniyor. Mesela; Silahlarını yeraltı şehirlerinde gizleyebilecek kadar önlem almaları bunu ifade ediyor.
Şu bir gerçektir ki; İran'ın kaybettiği yerde Rusya'da kaybeder. Çin büyük darbe alır. Avrupa'nın ekonomosi darmadağın olur. İsrail daha çok düşman kazanır. ABD'nin karakolu veya taşeronu olma özelliğini de yitirir.
İran bütün bunları biliyor ve öyle hareket ediyor. Bu anlamda çetin ceviz olmak zorundadır.
Elbette İsrail'de Gazze'nin ahı çıkıyor. Filistin'de çocukları öldürmenin vebalini ödüyor.
Şimdi isterseniz soruları tersten soralım veya kitabın orta sayfasından konuşup düşünelim:
Acaba: ABD İsrail'i bölgede daha fazla güçlenmesini istemediği için İran'ın önüne yem olarak mı attı?
İsrail'in ABD'deki etkin gücü zayıflatılmak mı isteniyor.
İsrail'e biz olmazsak sen hiçbir şeysin denilmek mi isteniyor?
Bundan böyle kendi yaralarını sarmakla uğraşacaksın mı deniliyor?
ABD kendine kendi içinden bir rakip görmek istemiyor.
Netenyahu'yu kahramanlaştırmak gibi bir niyeti olmadığı gibi önünü kesmeye çalışıyor.
Zaten ABD'nin mantığı da iki ülkeyi birbirine kırdırıp ortaya kahraman olarak kendi çıkıyor değil mi?
ABD'nin bu savaştan beklediği her iki ülkenin de tahribat görmesiydi. Bugün bunu elde etmiş durumdadır?
Çünkü her iki ülke'de ABD'nin yardımına muhtaçtır. Zaten ABD'de bunu beklemektedir.
Ortadoğu bundan böyle daha çok bıçak sırtında duracak her an neyin ne olacağı bilinmeyecektir.
Plan muhtemelen böyle işlemektedir.
İran'de rejim değişikliği isteyen İsrail kendinde de bu sorunu hissediyor. Halk Netenyahu hükümetine karşı ciddi bir tepki ve düşmanlık besliyor. Savaş travmasını uzun süre üzerinden atamayacağı biliniyor.
Korkak ve cesaretsiz olan Yahudiler kutsal bildikleri toprakları terketmek için can atıyor.
İran'ın bu tepkisi bölgedeki diğer devletlere de cesaret vermesinin yanısıra bu olaydan ders alarak geleceği şekillendirme yolunda güçlü adımlar atacakları muhakkaktır.
Artık İsrail bundan sonra güvenlik sorunu yaşayan bir ülkedir. Fanatik Yahudilerin dışında kalanlar burada yaşamak istemeyeceklerdir.
Şu bir hakikattir ki; İlahi Adalet er geç tecelli eder. "Mazlumu kahırlandıranlar Gazab-ı İlahi üzerine çeker" İsrail Filistin'de Gazze'de yaptığı katliamın cezasını çekiyorlar elbette. Hem de ceza ertelenmeden. Dün Gazze'de katledilen sivil halka gülenler, bugün kendi başlarına gelen aynı durumdan dolayı ağlıyorlar. Kısacası: Eden buluyor.
Şu bir gerçektir ki eğer içlerinde ajanlar olmasaydı İran bu savaşta daha başarılı olabilirdi. Hatta İsrail saldırmaya bile cesaret edemezdi. Bugün İran yalnız karşısındaki İsrail güçleriyle savaşmıyor. En büyük savaşını yıllar öncesinden içlerine sızan ajanlara karşı veriyor.
Peki ya aynı durumda Türkiye için ne söylenebilir? Allah korusun. Bizdeki ajanların sızmadıkları yer kalmamış gibi. Her yerdeler. Vatan düşmanlığı yapanlara dikkat! Hem de çok açık oynuyorlar. Kendi ülkesinin gelişmesine sevinemeyen, kalkınması karşısında bahaneler uyduran, küçük gören kesime dikkat! Milli heyecan ve sevinçten uzak her kim olursa olsun şüphe duymak gerekir.
Dikkat! Hem de pür dikkat! Olaylardan ders çıkarmayana ders verirler.
Sonuç ne olacak derseniz: Bölgede Türkiye'nin caydırıcı gücü ne ise sonuca da o etkili olacaktır.
21.06.2025 10:54:00