Cumhurbaşkanı Erdoğan: Filistin davasında üzerimize düşeni yapmaya hazırız

Cumhurbaşkanı Erdoğan büyükelçilere seslendi: Filistin davasında üzerimize düşeni yapmaya hazırız

Cumhurbaşkanı Erdoğan büyükelçilere seslendi: Filistin davasında üzerimize düşeni yapmaya hazırız

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen iftarda büyükelçiler ile bir araya geldi. İftar sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in Mescid-i Aksa baskınına değinerek, "Filistin'deki terör saldırılarını lanetlediğimizi açıkça dile getiriyoruz. Üzerimize düşeni yapmaya hazırız." ifadelerini kullandı.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan büyükelçilere seslendi: Filistin davasında üzerimize düşeni yapmaya hazırız

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

 

Virüse karşı en etkili silahımız olan aşının zenginler kulübü üyesi ülkelere bir mahsus ayrıcalık gibi algılanması durumun vahametini ortaya koyuyor. Türkiye olarak dost ve kardeşlerimizin mücadelesine destek oluyoruz. İlk günden itibaren elimizdeki imkanları tüm insanların istifadesine sunduk. Bugüne kadar 19 ülkeye 6,3 milyon doz aşı hibesi yaptık.

 

İçinde yerli aşımız Turkovac'ın da olduğu 4 milyon 870 bin doz aşıyı Afrika'ya hibe ettik. Son asrın en büyük sağlık krizi olan nitelenen salgının tüm ülkelere bir nefis muhasebesine vesile olmasını diliyorum. Afrikalı, Asyalı, Amerikalı, Avrupalı olmadan önce bizden birer insanız. Nerede yaşarsak yaşayalım. İnancımız, kültürümüz, dilimiz, ten rengimiz ne olursa olsun hepimiz 8,5 milyarlık büyük insanlık ailesinin fertleriyiz.

 

 

"BUÇA'DAN GELEN GÖRÜNTÜLER ÇABALARIMIZA GÖLGE DÜŞÜRDÜ"

Sadece birbirimize karşı değil aynı zamanda evlatlarımıza, gelecek nesillere karşı da sorumluyuz. Kendi fildişi kulesine çekilip diğerinin yaşadığı sorun, sıkıntı, felaketleri gelme lüksümüz yoktur. Biz unutsak, biz kabul etmeye yanaşmasak bile yaşanan her hadise tüm insanlığın aynı gemide olduğunu hatırlatıyor.

 

Çatışmalardan ekonomik kriz, salgın, çevre felaketlerine kadar acı hakikate şahitlik ediyoruz. Türkiye olarak mesuliyetlerimizi yerine getirmenin, krizlerde yapıcı rol oynamanın çabasındayız. Ukrayna krizinde ülkemizin barışı, istikrarı, insanı ve insan hayatını merkeze alan girişimci dış politikasının en son örneğidir. Ukrayna ve Rusya'nın Dışişleri Bakanlarının bir araya gelmelerini temin ettik. Tarafları yüz yüze müzakerelerini sürdürmeleri amacıyla İstanbul'da misafir ettik.

 

 

Bu görüşmeler sayesinde taraflar somut ilerleme kaydetti. Ancak Buça'dan gelen görüntüler, sivillerin hedef alınması çabalarımıza gölge düşürdü. Taraflar arasında çevrim içi görüşmeler devam ediyor. Her iki tarafın güven duyduğu ülke olarak çabalarımızı sürdürüyoruz. İstanbul süreci de en muteber ve en kestirme çıkış yolu vasfını halen korumaktadır.

 

"UKRAYNA VE RUSYA İSTANBUL'DAKİ GÖRÜŞMELERİ İLERLETMEK İSTİYOR"

 

Her iki taraf da İstanbul'daki görüşmeleri ilerletmekten yana olduklarını belirtiyor. Sayın Zelenskiy ve Sayın Putin ile düzenli telefon görüşmeleri gerçekleştiriyorum. Tespitlerimi, değerlendirmelerimi ve beklentilerimi doğrudan ve samimiyetle söylüyorum. Bu savaşın kazananı olmayacağını, hepimizin tüm insanlığın kaybedeceğini iletiyorum.

 

Acının, yıkımın ve gözyaşının daha fazla sürmesine bigane kalamayız. Bizim kültürümüzde hayırlı işlerde acele edilmesine inanılır. Kalıcı barışın tesisi insanlık adına yapılmış en hayırlı girişimlerden biri olacaktır. Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün korunmasıyla birlikte diyalog yoluyla barışın gerçekleşeceğine inanıyorum.

 

Ukrayna savaşı adil bir dünya düzeni kurma arayışımızın ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha gösterdi. Dünya 5'ten büyüktür diyerek BM Güvenlik Konseyi reformu çalışmalarımız anlaşılmış oldu. Küresel güvenlik mimarisinin adalet ve kapsayıcılık temelinde yeniden inşa edilmesi açıktır. Türkiye 70 yıla aşkın süredir NATO içerisinde gereken dayanışmayı göstermiş vazgeçilmez müttefik olduğunu defalarca ispatlamıştır.

 

Sığ değerlendirmelerin aksine Ukrayna bağlamındaki en son gelişmeler NATO ittifakı ve ittifak içinde Türkiye'nin önemini açıkça ortaya koymuştur. AB üyeliği Türkiye'nin stratejik hedefi olmayı sürdürmektedir. Savaşın küresel boyutlara oluşan menfi etkileri güvenlik ve enerji başta olmak üzere Türkiye'nin AB için ne denli stratejik konumda olduğunu göstermiştir.

 

Tam üyelik perspektifimizi esas alan somut ve anlamlı adımları AB'den atmasını bekliyorum. Tabii diğer insani dramlar, Yemen, Somali, Libya, Afganistan, Filistin ve Suriye'de milyonlarca masum insan bir Ramazan ayını daha buruk geçiriyor. Tedbir alınmadığı, yardım eli uzanmadığı, bir dilim ekmek bulamadığı için ölen her bir masumla birlikte insanlık da ölüyor.

 

"SURİYELİLERİN ONURLU GERİ DÖNÜŞÜ İÇİN GAYRET GÖSTERİYORUZ"

 

Türkiye 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere yaklaşık 5 milyon yerlerinden edilmiş kişiye geçici ev sahipliği yapmaktadır. Tek başına bırakılmış olsak da Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşü için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Aynı zamanda rejimin bomba ve terör örgütlerinin saldırıları altında hayata tutunmaya çalışan mazlum ve mağdurlara sahip çıkıyoruz. Suriye ve Irak'ın terörden arındırılması için adım atmaktan çekiyoruz. PKK, YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere terörle mücadelemizi sürdürüyoruz.


18.04.2022 21:41:05