DÖRT ASIR ARALIKSIZ OKUNAN KUR'AN-I KERİM

GÜNDEM Haber Girişi : 30 Mayıs 2020 14:52
DÖRT ASIR ARALIKSIZ OKUNAN KUR'AN-I KERİM
Ünlü şair Yahya Kemal, İstanbul’un işgal altında bulunduğu günlerde, İngilizlerin Topkapı Sarayını yağmalayacağı söylentileri üzerine derhal saraya gitmiş ve Saray Kâtiplerinden Lütfi Bey ile dolaşırken intibalarını dile getirmişti.

Dörtyüz asır aralıksız okunan Kuranı Kerim

     Ünlü şair Yahya Kemal, İstanbul’un işgal altında bulunduğu günlerde, İngilizlerin Topkapı Sarayını yağmalayacağı söylentileri üzerine derhal saraya gitmiş ve Saray Kâtiplerinden Lütfi Bey ile dolaşırken intibalarını dile getirmişti.


    Bu yazısında, Hırka-i Saadet Dairesi’nde karşılaştı ğı manzarayı şöyle anlatır:


    “Revan Köşkü’nde gezerken kulağıma derinden bir Kur’ân-ı Kerîm sesi geldi. Birdenbire İslam mimarisini tam mânâsıyla gördüm. Çünkü İslam mimarisinin içinde, bir ruh gibi, muhakkak rahle başında bir Kur’ân-ı Kerîm sesi lazım. O olmadığı zaman bu mimâri, kuru bir şekilde görünüyor. Bu fikrimi rehberim Lütfi Bey’e söyledim ve bu Kur’ân sesinin nereden geldiğini sordum. ‘Hırka-i Saâdet Dairesinden’ dedi. Yavaş yavaş sesin geldiği pencereye baktım; yeşil yemyeşil, rûhânî yeşilm bir daire, pencereye arkasını çevirmiş bir hafız, öteki âleme dalmış bir ruhun istirahatiyle okuyor, diğer bir hafız da gözlerini yummuş, bir köşede tesbihini çekerek bekliyor.


Rehberim Lütfü Bey’e sordum, Hırka-i Saâdet’te ne zaman bu hatim idirilir? Lütfü Bey gülümseyerek kulağıma dedi ki:


    “Hergün! Her saat! 400 seneden beri geceli gündüzlü bilâ fâsıla...” Hayretten gözlerimi kapamış dinliyordum. Lütfi Bey biraz malumat verdi: “Yavuz Sultan Selim Han, hilafeti alâmâtı olan Hırka-i Şerif, Sened-i Şerif ve diğer Emânât-ı Mübareke’yi Mısır’dan İstanbul’a hatimler indirterek getirmiş, İstanbul’a vardığı gece Saray’da yüksek bir mevki’e yerleştirmiş, mimarbaşı ve ustalar, asıl tevdi olunacak makamı harıl harıl inşa ederlerken, sefer yorgunluğuna bakmadan sabaha kadar ayakta beklemiş. O gece, geceli gündüzlü Kur’ân-ı Kerim okunması için vazife tertib ederek, sonuncusu bizzat kendisi olmak üzere kırk hafız tayin etmiş. İşte o günden beri bu dairede bir saniye tevakkuf etmeksizin Kur’ân-ı Kerim okunuyor. Bu hafızlar el’an kırk kişidir. Daima ikişerli nöbetle vazife lerini ifa ederler. Bugün de bu iki hafızın nöbeti” Dedi.


     Bu gece, bu saat, ben burada bu satırları yazarken, Hırka-i Saâdet Dairesi’nde Kur’ân-ı Kerim okunuyor! Siz, bu saat benim bu satırlarımı okurken, Hırka-i Saâdet Dairesi’nde Kur’ân-ı Kerim okunuyor! Tam dörtyüz seneden beri fasılasız! O günden beri bu düşünce saat rakkası gibi hafızamda sallanıyor. Hilafet Makarrı olan İstanbul’da, böyle böyle bir makamın yanında, dört asırdır durmamış bir Kur’ân-ı Kerim sesi olduğunu bilmezdim. Nice İstanbullular ve nice Türkler de bilmezler.


     Bu sarayın içinde dörtyüz seneden beri olmuş ihtilaller, hal’ler, kıtaller, bu Kur’ânı Kerimin sesini bir an susturamamış. Bu hadiseyi idrak ettikten sonra, İstanbul’dan niçin çıkarılamıyoruz, bu şüpheyi halleder gibi oldum” 


     Hırka-i Saâdet Dairesinde Kur’ân-ı Kerim okunması 3 Mart 1924 tarihinden itibaren yasaklanmış, 67 sene sonra 15 Mart 1991’den itibaren tekrar başlatılmıştır.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.